30 Ağustos Zafer Bayramı; Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her yıl 30 Ağustos’ta kutlanan ulusal bayramıdır. Büyük bir coşkuyla kutlanan Zafer Bayramı 2018 yılında Perşembe gününe denk geliyor. Bizde siz değerli takipçilerimiz için en güzel Zafer Bayramı şiirleri bu sayfada toparladık. İşte 30 Ağustos Zafer Bayramı şiirleri ve mesajları.
30 Ağustos Zafer Bayramı mesajları sayfası için tıklayın!
Zafer Bayramı, ilk defa 30 Ağustos 1923 günü Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir’de kutlanmıştır. Zafer bayramı hangi tarihte ilan edildi sorusuna gelince; Türk tarihi içinde önemli bir yeri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı 1935 yılının Mayıs ayında Resmî olarak ilan edilmiştir.
En Güzel 30 Ağustos Zafer Bayramı şiirleri
Akdeniz’e
26 Ağustos, gece sabaha karşı,
Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı.
Bu ölüm bestesinin içinde yandı dağlar,
Altüst oldu siperler, eridi demir ağlar.
Fırtınadan yeleli, yıldırımdan kanatlı,
Alevlerin içinden geçti binlerce atlı.
Çığlıkla, iniltiyle sarsıldı, köşe bucak,
Savruldu gök yüzüne: kafa, kol, gövde, bacak!
Rüzgârlarla atbaşı yarış etti bu akın,
Şimdi yakınlar uzak, şimdi uzaklar yakın!
Akdeniz, ayakları altında ordumuzun,
Mavi bir atlas gibi serilmişti upuzun.
Çekti Kadifekale albayrağını yine,
Güzel İzmir büründü yine eski rengine.
Süngüler ilk amaca tam on dört günde vardı,
O gururlu alınlar yere düşüp yalvardı.
Yusuf Ziya ORTAÇ
30 Ağustos Zafer Bayramı
Yirmi altı Ağustos günü şahlanan ordu
Dört gündür, hiç durmadan yürüyor yürüyordu.
“Üç ayda geçilmez!” denilen siperleri,
Tel örgüsü, top, tüfek, tuzak dolu yerleri.
Bir hamlede çiğnemiş, arkasına varmıştık,
Afyonkarahisar”ı bir günde kurtarmıştık,
Her yandan kuşatılan düşman düştü dağlara.
Sürü sürü yığıldı, kaçtı Dumlupınar”a yeniden
Orda büyük bir meydan savaşına giriştik.
Gün batarken bunu da zaferle bitirmiştik.
Başkomutanları da geçmişti elimize;
Yüce Türkün önünde o da gelmişti dize.
“İlk hedef Akdeniz”dir!” emrini alan ordu,
9 Eylül günü de İzmir”e giriyordu.
Bu zafer bayramını işte böyle hak ettik;
Bu zaferle kurtulduk; Yaşıyoruz başı dik!
Rakım ÇALAPALA
Zafer Türküsü
Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayanın,
Gözyaşı boşana boşana gider.
Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gürleyen sesinle doldur gökleri.
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı!
Diriler şerefli, ölüler şanlı.
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
30 Ağustos
Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos
İçime bir ordu havası dolar.
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular…
Geçer tunç adımlar demir göğüsler,
Geçer Mehmetçikler, geçer subaylar,
Hepsinin alnında zaferden süsler.
Geçer hayalimde bir bir alaylar.
Geçer toplar, geçer atlar, yağız, al,
Geçer dağlar, geçer yollar, şehirler…
Yangınlar üstünde ince bir hilal!..
Yaralılar düşe kalka geçerler.
Çılgın bir istekle bu şan akını
Afyon’dan, İzmir’e kaçlar çağıldar.
Unutmuş at gemi, kılıçlar kını,
Can canı unutmuş zafere kadar.
Ne var bu dünyada sana yakışan,
Alnında bir zafer sabahı kadar;
Sen Mehmetçik, söyle büyük kahraman,
Sana zafer kadar yakışan ne var?
Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos,
İçime bir zafer havası dolar.
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular…
Ahmet Kutsi TECER
30 Ağustos
Otuz Ağustos…
Ufukta bir duman, bir toz.
Türk süvarisi yürüyor; uzakta,
Top sesleri homurdanmakta.
Köpük içinde, tere batmış atlar…
Bunlar at değil.
Ayaklı kanatlar.
Sisli tepelerde gölgeler boğuşuyor
Gölgeler düşüyor, kalkıyor, koşuyor
Süngüler parlıyor,
Eziyor, vuruyor;
Mehmetçik yeni Türkiye’yi yuğuruyor.
Bir sürünün dağılışı.
Boğulan bir boğazın kısık nefesi…
Bir el, Akdeniz’i gösteriyor.
Bir el ki, bütün cihana bedel.
Uçuyor atlar, Köpüklü kanatlar.
Kaçıyor gölgeler,
Eriyor mesafeler…
Dokuz Eylül, İzmir,
Sanki bir Gelincik tarlası,
İki sevgilinin kavuşması,
Gözler yaşlı, denizler sapsarı,
Sevinç içinde çırpınıyor, Akdeniz’in Dalgaları.
Server ZİYA
Kimdim?
Maziye sor, ecdadımı söyler sana kimdi;
Bir bitmez ufuktum, küre vaktiyle benimdi.
Tufanlar, alevler beni bir kal’a sanırdı
Taçlar uçuşur, dalgalanır, parçalanırdı.
Kahhâr atımın kanlı, kıvılcımlı izinde;
Bir başka denizdim ebediyyet denizinde.
Çarpardı göğün kalbi hilâlin avucunda;
Titrerdi yerin talihi merminin ucunda.
Günler, elimin çizdiği yerlerden akardı;
Üç kıt’ada korkunç atımın izleri vardı.
Üstünde uçarken o nişîbin bu firâzın,
En şanlı, şehâmetli hükümdarına arzın.
Tek bir bakışım sanki inayetti, keremdi;
İklîli hediyyemdi, arazisi hîbemdi.
Hançerdi hayâlim, bütün akvam ona kındı;
Baştan başa dünyâ bir esîrimdi; kadındı.
Asabına nabzımdaki ahengi verirdim?
Kasd eylediğim şekli verir, rengi verirdim.
Dünyâ bilir iclâlimi ben böyle değildim;
Ben, altı asırdan beri bir kerre eğildim!
Mithat Cemal KUNTAY
30 Ağustos
Bugünü adın gibi iyi bil, daima an,
Türk adında bir millet yok denildiği zaman.
Tarihler dize geldi ve şaştı bütün cihan,
Doğdu eşsiz bir güneş, o kurtardı vatanı.
Parlayınca kılıçlar, ufuklar kızıllaştı,
Ordu bir sel olarak bütün setleri aştı,
Türk, istiklal uğrunda kahramanca savaştı;
Bu 30 Ağustostur iyi bil, iyi tanı.
Çınlasın kulağında Dumlupınar zaferi,
Zaferi zaferle tat, çalış hiç kalma geri,
Hedefin yükseliştir, ey Türk genci ileri,
Eşsizliğe dönmeli bu vatanın her yanı.
Ramazan Gökalp ARKIN
Kocatepe
Boz kalpağıyla kar yağmış
Altın saçıyla gün vuran
Bir ulusta kan kaynamış
Bir canlı Kocatepe O.
Ağustos’un sıcağından.
Duruyor tarih içinde…
Nabzı odur, gündüz gece
Vuruyor tarih içinde.
Ay-yıldızı gökte doğmuş
Yerde al kanla yuğrulan
Çaldıran’dan Yavuz ağmış,
Bayrağı öpe öpe O.
Malazgirt’ten de Alpaslan.
Sarıyor tarih içinde.
Alnından onlar öptükçe
Yürüyor tarih içinde.
Behçet Kemal ÇAĞLAR
Akdeniz Kıyılarında
Yaslı gittim, şen geldim,
Aç koynunu ben geldim,
Bana bir yudum su ver,
Çok uzak yoldan geldim.
Korkma, açıl! Şen yurdum,
Dağlara ordu kurdum;
Açık denizlerine,
Süngümle kilit vurdum.
Rüzgârlardan atım var,
Şimşekten kanadım var,
Göğsümde al yapılı,
Gazilik beratım var.
Rüzgâr bana at oldu,
Şimşekler kanat oldu,
Eğilin gökler dedim,
Bulutlar kat kat oldu.
Irmaklar gibi taştım,
Yalçın kayalar aştım,
Hakk’a şükürler olsun,
Geldim sana ulaştım.
Varsın, yansın ocağım,
Kurtuldu al sancağım,
Bayrağımın altında,
Ben hür yaşayacağım.
Deniz, deniz, Akdeniz!
Suları berrak deniz,
Karşıda yâr ağlıyor,
Gideyim, bırak deniz!
Açıldı Kale yolu,
Göründü Gelibolu,
Bırak beni gideyim,
Orası yârla dolu.
Yürü ey şanlı Gazi!
Kılıcı kanlı Gazi!
Meriç seni bekliyor,
Büyük ünvanlı Gazi!
30 Ağustos
Bugün güneş sevinçli, gülümsüyor yurduma,
Vatanı saran düşman ermiş muradına,
Bakın nasıl kaçıyor hiç bakmadan ardına,
Zafer Türk milletinin, kavuştu öz yurduna.
Dört yıl gece gündüz savaşmıştık durmadan,
Rahat nefes almadık vatanım kurtulmadan,
Önümüzde altın saçlı ay bakışlı kumandan,
Düşmanları mahvettik silahımız olmadan.
Kadın, erkek yanyana, taş, değnek, kürek ile,
Düşmanları kovarken tepeler geldi dile,
Ölüm korkusu yoktu, ölürken bile bile,
İşte bu ruh bizleri destan etmiş dillere.
Nazile DEMİR
30 Ağustos
Kocatepe’nin büyük düşünceleri,
Doğuyor kalplere aydınlık, zamanlı.
Uyku tutar mı ağustos geceleri,
Bu ay cümle fetihlerle heyecanlı,
Heyecanlı hey.
Mustafa Kemâl’in dudağında eli,
Gözlerine vurmuş vaktin en güzeli.
Bu dağlar, askeri deli eder deli.
Vermiş omuz omza destanlı destanlı,
Destanlı hey.
Hazır ol vaktinde şafaklar!
Hazır, yürümeye topraklar,
Tepe tepe kımıldanıyor…
Endişeli, uzakların benzi uçuk,
Düşman, düşman ama çocuk kadar küçük.
Yirmi altı ağustos, saat beş buçuk.
Dram, Dumlupınar’da başlıyor, kanlı,
Alkanlı hey.
Mustafa Necati KARAER
Zafer
Atların kişnemeleri kulaklarda
Bekliyorlar yine zafer
İnsanların hep düşünceleri aynı kafalarında
Sesler geliyor kazanılmış zafer
Zafer etkiliyor hep bizi
Zafersiz olmuyor besbelli
Atım da yeleli mi yeleli
Zaferden önce ata vurmalı semeri
Serdar Sayıl
30 Ağustos
Ey isimsiz meçhul asker,
Ağustosun otuzunda
Kazandığın büyük zafer,
Karşısında: Cihan titrer.
Yüreğinde ateş yandı,
Mecbur oldun harp etmeye.
Elin kana bir boyandı,
Destanını cihan andı.
Tarihlere dönüm yaptı;
Demir elin: -Dur, diyerek…
Bütün dünya hisse kaptı;
Huzurunda irkilerek.
Meçhul asker; alkış sana,
Yaşıyorum sayende ben…
Vazifedir her an bana,
Hürmet etmek mezarına.
Selma FUAD
Zafer
Anneler dindiriniz gönlünüzün yasını,
Düşman kaniyle sildik palamızın pasını,
Yeniden çizmek için vatan haritasını,
Kandan ve kıyametten bir sahneye çevirdik,
Gökleri çatırdayan bir vatan parçasını.
Anneler ağlamayın dönmeyenlerinize,
Vatan katillerini getirdik işte dize,
Dumlupınar üstünde yol ararken denize,
Çöktü savletimizden düşmanla dolu dağlar,
Gökler genişleyerek Akdeniz geldi bize!
Biz taze kanlarını hürriyetine katan,
Bir nesliz, ülkemizde biziz yegâne sultan,
Tanyeri nur alıyor muzaffer alnımızdan…
Karşımıza çıkmayın Akdeniz dalgaları,
Yolumuzu bekliyor yekpare ana vatan!
Kemalettin KAMU
Otuz Ağustos’ta Güneş Doğarken
Otuz Ağustos’ta güneş doğarken
Yollandı bu millet düşman üstüne
Aslanlar misali çakal boğarken
Çullandı bu millet düşman üstüne
Çoluk çocuk, gençler, Elif Analar
Yandı ‘Memet’lere yine kınalar
Sessizce ağlarken Ayşe, Suna’lar
Dillendi bu millet düşman üstüne
Hürdemi kurbandır bu toprak, taşa
-Yurtseverle bir ol, onurlu yaşa!
Böyle emredince en büyük paşa
Allandı bu millet düşman üstüne
Hürriyet Demir
Akıncı
Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna”dan kafilelerle…
Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan.
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.
Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla,
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla…
Cennette bugün gülleri açmış görürüz de,
Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde!
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
Yahya Kemal BEYATLI
30 AĞUSTOS
Hasmın diş geçiremez artık senin etine,
Çünkü seni koruyan çelik kanatların var.
O havada dolaşır, iner ve çıkar yine,
Yurda zarar verecek birer tehlike arar.
Bu azim, iradeyle artık korkma yarından,
Tuttuğun her iş böyle sonuna varacaktır.
Her yıl göğe katılan çelik kanatlarından
Bugün gurur duyarak, göğsün kabaracaktır.
Arkadaş, candan kutla büyük zafer gününü,
Madem ki sen bir Türk’sün ve bu yurdun malısın.
Bir zafer elde eden günün büyüklüğünü,
Ta içinden, etinden, kanından duymalısın.
Ferit Ragıp TUNCOR
VATAN İÇİN
Bir çığ olduk koptuk Orta Asya”dan,
Bu ülkü, bu bayrak, bu toprak için…
Coştukça kaynadı, damarlarda kan,
Bu ülkü, bu bayrak, bu toprak için…
Irmaklar misâli coşup, taşmışız,
Küheylanla Altaylar”dan aşmışız.
Zaferlerden zaferlere koşmuşuz,
Bu ülkü, bu bayrak, bu toprak için…
Şehit dolu toprağımız, taşımız,
Eğilmedi, eğilemez başımız.
Ezelden ebede sürer koşumuz,
Bu ülkü, bu bayrak, bu toprak için…
Türk”üz adımız var, şanımız kadar,
Her gün ufkumuzdan bin şimşek çakar.
Bu millet isterse, cihanı sarsar,
Bu ülkü, bu bayrak, bu toprak için…
Süleyman ÖZBEK
BAYRAK ALTINDA
Bu gün genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan,
Uzanıp yatsak da çardak altında,
Boruyu çalınca yarın borazan,
Hemen toplanırız bayrak altında.
Bizi hiç tasalı görmez bu yerler;
Yiğitler, ölürken bile gülerler,
Yeter ki yaşayan er oğlu erler,
Bizi çiğnetmesin ayak altında.
Kalbimiz çırpınır yurdu andıkça,
Gözlerde zaferin nuru yandıkça;
Üstünde bu bayrak dalgalandıkça,
Gönlümüz rahattır toprak altında.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
ASKER KOŞMASI
İstiklâl savaşı gençleriyiz biz:
Tarihe koç Türkler diye şan verdik!
Yurdumuz azizdir, çiğnetmeyiz biz:
Uğruna bu kadar kahraman verdik.
Aç çıplak savaştık tipide, karda,
Kartallar avladık sarp kayalarda,
Sakarya önünde Dumlupınar”da,
Ulu Gazi”mize imtihan verdik.
Soğuklar zalimdi, kışlar amansız;
Kuşlar yuvalardan düşerdi cansız;
Vuruştuk yaralı, hasta, dermansız;
Ne aman istedik, ne aman verdik.
Yıllarca ufkunda yedi renk bayrak,
Salındı bizimdir diye bu toprak,
Hepsini allara boyadı şafak,
Göklere içtiği kadar kan verdik.
Kılıç kınlarından süzüldü kanlar,
Al döndü akından kır küheylânlar,
Açtı baharımız hep erguvanlar,
Dağlara çiçekler armağan verdik.
Murat dağlarından indik aşağı,
Göründü uzaktan Gediz ırmağı,
Kuruldu İzmir”e Türk”ün otağı,
Vatana yeniden bir vatan verdik.
Samih RİFAT