İnsan vücudu stres ile nasıl başa çıkar? Stres anında vücutta oluşan değişiklikler, vücudun tepkileri nelerdir? Stres etkileri Nelerdir? Stres ve İnsan? Stres Hakkında detaylar…
Vücut Strese Nasıl Tepki Gösterir?
Tehlike ile yüzyüze geldiğimizde, vücudumuz hemen “geri itim” göstererek vücudumuzu tehlike kaynağından uzaklaştırmamız için enerji üretir. İnsanların yaşamlarını sürdürmelerine bu psikolojik etken yardım eder. Günümüzün daha duyarlı streslerine gösterilen fiziksel geri itimi ilkel insan da, vahşi bir boğa ya da orman yangını ile karşılaştığında göstermiştir.
Durum ne olursa olsun, streslerimizi ne türlü açıklamayı öğrenmiş olursak olalım, vücut eş geri itimi gösterir.
İlkçağ insanını, yalnızca aklı, ayak çabukluğu, ilkel silahları ile açlığını gidermek için bir otlakta savaşırken imgelesek, olağanüstü durumlarda yapabileceklerini kestirebiliriz. Ani olarak tehlike ile karşılaşırsa, karşısındaki başa çıkabileceği gibi görünüyorsa savaşır. Eğer kazanma umudu yoksa kaçar. Bu iyi bilinen savaş ya da yöntemidir. Çağımız insanın geri iti de buna eştir. Kesin kararla birşey yapmak ister. İçeri girip yumruklaşmaya girişmek, ya da olay yerinden bir an önce kaçmak. Hemen harekete geçmek yerine günümüz insanı saldırı isteğini küfürlerle ya da el-kol sallayarak bastırır. Bunların yararı yadsınamaz ama hiçbir şey de vücudumuzun hazır olduğu fiziksel hareket gibi sakinleştirici değildir. Temel olarak gerekli olan fiziksel boşalımlardır. Bu konu henüz yeni bir araştırma olmasına karşın, ister seks dürtüsü olsun, ister herhangi bir durumdan kaçma ya da şöyle rahatça gerinmek, vücudun fiziksel gereklerinin bastırılması tüm mekanizmada karışıklık nedeni olmaktadır.
Bu genel düzensizlik kuruntuların gelişmesi ile sonuçlanarak zihinsel ve fiziksel hastalıklara yol açabilir.
Yıldırıcı bir durumla karşı karşıya gelince, vücut kana belirli bazı hormonlar pompalar. Bu hormonlar vücudun iki yanında, böbreklerin üstündeki adrenal bezlerinden salgılanan adrenalin ve noradrenalin”dir. Kalp atışında, kan damarlarının genişlemesinde, kasılmasında ve kan basıncında her ikisinin etkisi değişiktir. Ne denli değişik olurlarsa olsunlar birbirleri ile bir uyum içinde çalışırlar.
Adrenalin (ve eşi Noradrenalinen) sempatik sinirler diye tanımlanan sinir uçları ve acil bir durumda adrenalin üretimine geçecek, vücudun dört bir tarafına yayılmış küçük “fabrikalar da” gerektiğinde bu hormonları salgılamaya hazırdırlar. Korkutucu ya da üzücü bir durumda, ilk işlem adrenalini andıran maddelerin kana karışarak bireyi savaş ya da kaçışa hazırlamasıdır. Seçilen hareket hangisi olursa olsun, bunu uygulamak için kaslarda da daha fazla kan gerekecektir. Kaçış enerji gerektirir, savaş da. Bunun için acil olarak, kasların doğrudan doğruya kullanabilecekleri biçimde şeker sağlanır. Sindirim işlemi bir dert haline gelir. Yiyeceklerin sindirimi için yoğun kan kaynakları, mide ve bağırsaklar arasında bölünür. Böyle bir zamanda bu savurganlıktır. Sindirim yavaşlar ve kan gerekli olduğu yerlere yönelir. Kanın kalpten çıkışı artar, kalp atışları hızlanır ve kan basıncı yükselir.
Geri itim özellikle çok güçlü ise, kişi daha atik ve dik duruma gelirken, duruşu da değişir. Gözler oyuklarından geriye kayarken, gözbebekleri de büyür. Gözlerini açmış gibi görüneceğinden, düşmanı da korkutur. Oksijenin akciğerlere akışını güvence altına almak için burun delikleri açılıp kapanır ve kanın kaslara ulaşması önlenmemiş olur. Ter damlaları belirir cilt rengi değişir, ve sempatik hormonların kışkırtılmasından ötürü adrenalin ciltteki saç dokularını etkiler.
Adrenalin üretiminin dışında, stresin etkisi ile yine adrenal bezinin salgıladığı kortizon ve kortizol diye bilinen hidrokortizon değişik biçimlerde hormon gurupları oluşturur. Kortizol vücudun stresle başa çıkabilmesini sağlar ve bazen de hangi hareketin ne denli yük olduğunu doğru ölçen bir metodu gerçekleştirir. Örneğin deney uçuşlarında belirli bir uçuş düzeninin oluşturduğu yıkıcı etkenleri analiz etmekte kullanılır. Tam bitkinlik durumlarda, örneğin bir otomobil çarpışması sonucu, vücudu destekleyerek yapılacak tedavilerin üstesinden gelmesini sağlamak için bunlardan biri vücuda uygulanır.
Kortizon ve kortizol önemli stres olaylarında kullanılan çok yararlı “dost” bir salgıdır. Vücudun adrenalin üretimi o denli “dostça” değildir. Yine de, kortizonun fazla salgılanması vücudun bağışıklık sisteminde zayıflatıcı bir etkendir. Böylece de vücudun hastalıklara karşı savaşma yeteneğini düşürür. Stres sırasında kortizolun etkisi tam açık değildir. Fakat hiç kuşkusuz adrenal bezinin kışkırtılarak sürekli kortizon salgılamaya zorlanması, stres içindeki kişinin değişik hastalıklara karşı bağışıklık kazanmasını gerçekleştirir.