Stres Nedir? Stres Zararları? Stres Faydaları? Başarı ve hayatımızı sürdürebilmemiz için stres gerekli midir? Ne kadar stres hayatımızı olumlu ne kadarı olumsuz etkiler?
Stres Gerekli Midir?
Stressiz bir evren imgeleyin. Bizi harekete, ya da herşey ters geliştiğinde yaşam yolumuzu değiştirmeye ne iteleyebilir ? Strese geri itim gösterilmeyen bir evren yalnızca donuk olmakla kalmaz, tehlikeli de olur. Stres gereklidir: ancak belirli düzeyin üstüne ulaştığında, sorunlar ortaya çıkar. Bir zamanlar stres yalnızca fiziksel olarak etkilerken, şimdi psikolojik alanlara da yayılmıştır. İlkçağda olduğu gibi şimdi de önemli olan içinde yaşadığımız ortama uyabilmemizdir. Yine de, ancak en uyumlu olan bu işin üstünden gelip, yaşamını sürdürür. Günümüzde değişik tür streslerin etkisindeyiz ve bu denli duyarlı olmamızın nedeni de bu olsa gerek. Şimdi kalabalık, şiddet, saldırı ve yaşam düzeyini belirli bir nokta da tutma ile sosyal açıdan kendimizi kanıtlama gereklerini inceleyeceğiz.
Yaşamı sürdürmek istiyorsak, uyum sağlamayı öğrenmeliyiz. Bazı kimseler bu yönden daha yeteneklidir ve bunlar, daha başarılı olacaklarından ve yeteneklerini gelecek soya geçireceklerinden üstün kimselerdir. Yiyeceğin kıt olduğu zamanlarda bir kimsenin şişmanlaması övülecek bir şeydi. Şimdi gıda maddeleri alabildiğine bol ve bu tür insanların şişmanlıktan ötürü sağlıkları bozuktur ve ince insanların daha uzun yaşama şansı fazladır. Teorik olarak, fazla kilodan dolayı kalp hastalıkları olan bireylerin üstlerine yığılan stresleri atlatarak kurtulabilme şansları azdır ve bu niteliklerin çocuklarında da olması doğaldır. Gerçekte, genellikle çocukları olduktan ve stres açısından olumsuz fizik ve kişiliklerini sürdürülmesini sağladıktan sonra dünyamızdan ayrılırlar. İzlemekte olduğumuz gibi evrim, çok yavaş ilerlemekte ve günümüzün koşulları ancak eğilim ve diğer yeteneklerin değer ölçülerini de değiştirdikten sonra, nüfus açısından övülecek gelişimlere uğrayacaktır.
Stres yoğun olmadığı sürece bizler için iyidir. Yoğunluk çoğaldıkça bireyler için dert kaynağı haline gelir. Çevre değişimleri bizleri uyararak enerjimizi arttırır. Eğer sağlıklıysanız, belirli yoğunlukta bir stres iş gücünüzü yükseltir. Diyelim ki, ertesi sabaha hazırlanması gereken bir rapor var; bu raporla işlerin gidişi kökten, olumlu yönde değişecek. Bunu bilmenin dürtüsü, çalışmanızı aklınıza gelemeyecek şekilde hızlandırır ve verimli kılar. Bir sınavın yarattığı stres, en olumlu noktalarınızı ortaya çıkarır. Eğitimcinin size yönettiği şaşırtıcı bir soru karşısında yarı unutulmuş bilgiler belleğinizin gerilerinden ortaya çıkar.
Ne yazık ki, sık sık da ters işlem gerçekleşebilir. Stres o denli yoğun, bireyin onun üstesinden gelmeye yeteneği de o denli yetersiz olursa, ağır basan kuruntu duygusudur. En verimli olacağı yerde belleği tümüyle boşalarak, gerekli olanı başaramaz. Bu tür kuruntuların nedenleri değişiktir ve toplumumuzun çoğunluğu bu denli yoğun sınav kuruntusunu doğal karşılar. Sınavlar evrenimizin bir bölümüdür diyebiliriz. Başarılı olmak isteyen bir kimsenin kendisini alıştırmak zorunluğunda olduğu olaylar. Eğer kuruntuyu azaltmayı öğrenirsek, genel stresin de yoğunluğunu en iyi noktamızı ortaya çıkaracak düzeye indirerek, (her zaman değilse de bazen) verim ve başarı oranımızı yükseltebiliriz.
Bazı bilim adamları strese karşı geri itimi okullarda uygulanan sınıf standardına göre not verme sistemine eş “işlem yayı” ile gösterilmesini önerirler.
Herbirimizde ne yoğunlukta uyarımın olumlu olacağını göstermek için yararlı bir benzetiş. Stres (ya da Dr. Peter Nixon”un tanımlamayı önerdiği gibi, uyarımın) yoğunluğuna göre iş verimimiz de değişir. Bir noktaya kadar uyarma arttıkça, iş verimi de yükselir. Sonra ise, uyarım ya da stresde artma, belirli bir gerileme nedeni olur. Çökme, hastalık ya da sinir bozukluğu başlar. Yükselen yayın düşmeye başladığı nokta kişisel tutumlara göre değişir. Yaş ilerledikçe yaya varma noktasına daha çabuk ulaşılır. İlk zamanlarda sınavda kendini gösteren kimse gibi, birey iyi çalışmaktadır. İstekleri arttırın, birey kendine özgü fikirler ve sorunları çözümleme yeteneği ile hevesle çalışır. Kendi güç sınırına ulaştığında bitkinleşir ve stresini sezinleyerek kendini toparlamaya çalışır. Eğer kendini zorlarsa, tam bitkinlik durumu ve sinir bozukluğuna kapılarak olanları sezinlemez ve düzeltmeye de yeltenmez. Kendini ve iç dünyasını yeterince tanımıyorsa, durum tehlikelidir.