Havasızlık, suya batma, elektrik çarpması ya da zararlı gazlar solunma, solunum durmasına ve çok geçmeden ölüme yol açar. Yardıma koşan kişinin en kısa sürede boğulanın nefes alıp verme temposunu normale döndürmesi gerekir.
Boğulan bir insan, kanındaki karbondioksiti atamadığı gibi vücudunun ihtiyacı olan oksijeni de alamaz: yastığının altında havasız kalan bir bebek, kaza sonucu ciğerlerine su dolmuş ya da boğazı kayışla sıkılmış veya hava gazını, iyi kurulmamış bir sobadan sızan karbonmonoksidi solunan kişiler boğularak ölürler. Solunumları önce yavaşlar, sonra da durur ve kazazede görünüşte her türlü hayat belirtisini yitirir. Fakat boğulmadan dolayı kendilerini kaybedenler aslında tam anlamıyla ölmemişlerdir. O halde bir yandan hekim ve ilk yardım ekiplerini beklerken, bir yandan da boğulan kişiyi hayata döndürmeye çalışmak gerekir. Bunun için de yapılacak ilk iş onu havadar bir yere sözgelimi bir pencere kenarına ya da açık havaya taşımaktır.
Solunum yaptırmak için çeşitli yollara başvurulur: boğulan kişi sırtüstü yatırılarak dakikada onbeş ile yirmi kez düzenli hareketlerle dili çekilir. Suni solunum göğüs boşluğuna kesintili basınç yapılarak sağlanabilir (Sylvester ve Schaefer yöntemleri). Son yıllarda «ağızdan ağıza» solunum yöntemiyle boğulmuş kişilerin yeniden hayata dönmesi sağlanmıştır. Bu yönteme göre kurtarıcı, doğrudan doğruya boğulanın ciğerlerine hava üfler. Ama kimi kez kendinden geçme hali saatlerce sürdüğünden kurtarıcının iyi niyetli ve sabırlı olması gerekmektedir.
Boğazın sıkılması ve dış baskı yüzünden boğulmalarda sıkıcı bağ kesilir, baskı ortadan kaldırılır. Yabancı madde yutulması halinde cisim acele çıkarılmalıdır. Elektrik çarpmasında da sunî solunum uygulanır. Zehirli gazlarla boğulmada oksijen ve karbon tedavisi faydalı olur.