Soğuk mevsimin sakıncalarına karşı koyabilmek ve gelecek bahara kadar, fazla zahmet çekmeden canlı kalabilmek için, ayı ve köstebek v.b. gibi bazı hayvanlar kış uykusuna yatarlar. Bu süre içinde vücut sıcaklıkları düşer, hiç yemek yemez, yalnızca uyurlar. Solunum ritimleri de ağırlaşır, bir başka deyişle tıpkı emekliler gibi, yavaş yaşarlar.
Kış uykusu, hayvanlarda doğal bir olaydır. Ancak, bazı durumlarda, hekimler de, tedavi etmekte oldukları hastalarına bu tedaviye daha iyi dayanabilmeleri için, bir çeşit suni kış uykusu uygularlar. Bu tedavi daha çok, acı çekmekten bitkin düşen hastalara ve ağır yanıkları olan kimselere tatbik edilir. Organ nakli gibi, basit bir anesteziyle gerçekleştirilmesi sakıncalı olan ve organizmada bütün faaliyetlerin yavaşlatılmasını gerektiren önemli ameliyatlarda da, hekimler, aynı yönteme başvururlar.
Uyku tedavisi, solunum ritmini ve kalp atışlarının temposunu düzenleyen sempatik sinir sistemi üzerinde etkili olacak ilaçların verilmesinden sonra aşamalı olarak sürdürülür. Hasta, giderek bilincini kaybeder ve uykusunda vücut ısısı düşer. Soluk alıp vermesi ağırlaşır, kalbi daha yavaş atar, böylece ağır bir yaşama geçmiş olur.
Öte yandan hekimler, uykuya yatırdıkları hastanın vücudunu bir soğutma sistemiyle sararlar. Bu amaçla, içinde soğutucu bir sıvının dolaştığı borulardan, ayrıca soğuk su, buz, ve soğuk havadan yararlanırlar. Uykudaki hastanın vücut sıcaklığı 33 ile 35 santigrata düşer ve orada kalır.
Suni uyku halinde ameliyat edilen bir hasta hiçbir acı duymaz. Ameliyattan sonra da yavaş yavaş kendine gelir. Böyle bir hastaya uyku tedavisi yerine sözgelimi genel anestezi yapılırsa, vücudu buna dayanamaz, ameliyat masasında ölebilir.