Arı sokması, arının kuyruğunda gizli olan iğnesini vücuda saplamasıdır. Arılar iğnelerini batırdıklarında iğneleri çatallı olduğundan geriye çıkaramazlar. İğne deride kalır ve arı da ölür. Yaban arılarında durum böyle değildir. Onlar defalarca sokabilirler. Arı zehirinde histamin denilen kaşıntıya yol açan maddeyle beraber deri hücreleri arasındaki bağ dokusunu eritecek zehirin yayılmasını kolaylaştıran hyaluronidase enzimi vardır.
Yine seratonin maddesi ağrıya, kinin de sancı ve şişkinliğe sebeb olan maddelerdir. Arı soktuğunda, önce iğnesi pens ile ucundan çekilerek çıkarılır. Sokulan yere üç misli sulandırılmış amonyakla ıslatılmış pamuk konur. Amonyak yeterli sonuç vermeyebilir. Ayrıca % 1″lik potasyum permanganatlı su ile de yıkanır ve buz veya soğuk kompres konur. Amonyak yoksa bir kibrit çöpü yanarken söndürülür. Kıvılcım kalmayıncaya kadar beklenir. Ucu kızgın iken yaraya konup, soğuyuncaya kadar hafif bastırılır. Bu işlem iki defa daha yapılıp üçe tamamlanır.
Fazla miktarda arının sokması insan için çok tehlikelidir. Ağız boşluğuna giren ve orayı sokan arı ise gırtlakta şişmeye sebeb olur (Anjionörotik ödem). Bu olay ise solunum yetmezliğine sebeb olarak insanı ölüme götürebilir. Böyle tehlikeli durumlarda mümkünse hemen hekime başvurmalı, imkan yoksa kortizonlu ve antihistaminikli iğneler yapılmalıdır. Keza önceden aynı şekilde sokularak bu zehirlere karşı aşırı duyarlı olmuş kişilerde de durum çok önemlidir. Böylelerinde lokal (mevzii) tedbirlere ilaveten hemen Adrenalin (Epinefrin) şırınga edilmeli, kortizon ve antistamin zerkleri yapılmalı ve mümkünse hemen hekime başvurmalıdır.