Aort, kalbin sol karıncığından çıkan ve temiz, kırmızı kanı vücudun her yanına dağıtan büyük atardamardır. Diğer bir ifade ile aort, vücudumuzun en büyük atardamarı, (anaatardamar)dır.
Aort, kalbin sol karıncığından çıkar. Kalbten çıkınca sola ve arkaya doğru bir yay çizer. Bu kemer yapan aort bölümüne “Aort kemeri” denir. Aort kemeri üzerinden kollara ve başa giden atardamarlar çıkar. Aort daha sonra aşağıya devam ederek göğüs kafesinin içinden geçer. Bu bölümüne de “Göğüs aortu” denir. Göğüs aortu diyaframı geçince “Karın aortu” adını alır. Karın boyunca devam eden aort, bel bölgesine gelince bacaklara giden uç dallarını vererek son bulur.
Aort çok sağlam bir damardır. Yirmi atmosfer basınca mukavemet eder. Lokomotifler, 10-16 atmosferlik buhar tazyiki ile işlediğine göre, yanmaktan korunabildiği takdirde bu damarlar lokomotif boruları yapılabilecektir..
Kan, sol karıncıktan kesik kesik aralıklarla geldiğinden, kalbin her kasılmasında bir miktar kan aorta atılır ve aort şişer. Kalbin gevşemesinde sol karıncıktaki basınç, aorttaki basıncın altına düşünce aortun kapakçıkları kapanır. Aort elastiki olduğundan, sol karıncıktan atılan kanın hepsini birden damarlara gönderemez; birazını şişerek depo eder. Tekrar eski durumuna geldiğinde kan akımının devamlılığını sağlar. Bunu, depo ettiği kanı damarlara göndererek yapar. Bu işlemler, kalbin gevşemesi esnasında olur. Kalbin kasılması (sistol) esnasında, sol karıncık basıncı aorttan yüksek olunca kan tekrar aorta atılır. Sistol sırasında aorta atılan kan kütlesi, damarlarda merkezden çevreye yayılan bir basınç dalgası meydana getirir. Bu basınç dalgası geçtiği yerlerdeki damarların duvarlarını genişletir. Genişleme elle hissedilebilir. Bu basınç dalgasına “nabız” denir.
Basınç dalgasının hızı damar cidarının elastiki olmasına ve damar çapının cidar kalınlığına oranına bağlıdır. Aort üzerinde kanın hızı 4 m/sn; baldırdaki damarlarda ise 10 m/sn”dir. Buna göre kalbin sıkışması bilekte 0,1 sn gecikmeyle hissedilebilmektedir.