Zuhruf Suresi, Kur’an-ı Kerim’in kırk üçüncü suresi olup Mekke döneminde inmiştir ve 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir. Sûrede başlıca tevhit, iman ve vahyin getirdiği hakikatler ile insanların bu hakikatlere ters düşecek şekilde sırf geçici dünya menfaatlerine bağlanarak sergiledikleri çelişki vurgulanmakta, batıla karşı çıkan ve hakkı tutan şahsiyetler olarak İbrahim, Mûsâ ve İsa peygamberlerden söz edilmektedir.
Zuhruf suresi 79. ayet arapça yazılışı
أَمْ أَبْرَمُوٓا۟ أَمْرًا فَإِنَّا مُبْرِمُونَ
Zuhruf suresi 79. ayet okunuşu
Em ebremû emren fe innâ mubrimûn(mubrimûne)
Zuhruf suresi 79. ayet meali (anlamı)
Elmalılı Hamdi Yazır Meali: Yoksa onlar hakka karşı gelmek için bir iş mi kararlaştırdılar? Biz de onları cezalandırmak için kararlıyız.
Elmalılı Meali (Orjinal) Meali: İşi sıkı mı büktüler, fakat işte sıkı büken biziz
Ömer Çelik Meali: Onlar Peygambere düşmanlığa kesin olarak karar verdilerse, biz de onların hilelerini başlarına geçirip kendilerini cezalandırmaya elbette kesin kararlıyız.
Zuhruf suresi 79. ayet Tefsiri
Burada müşriklerin, Resûlullah (s.a.s.)’e karşı gizlice planlar yaptıklarına işaret edilir. Çünkü onlar Peygamber (s.a.s.)’i ve getirdiği mesajları sevmemekle kalmıyor, ona karşı koyma, onu ortadan kaldırma ve davasını engelleyebilme yolunda bir takım sinsi kararlar alıyorlardı. Planlarını kendi aralarında gizlice konuşuyor, etraftan duyulmaması için fısıldaşıyorlardı. Halbuki bütün bunları Allah bilmekte, ayrıca gözetleyici meleklerine de bunları en ince noktasına kadar kaydettirmektedir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Onun sağında ve solunda oturmuş iki kayıtçı melek, onun her söz ve davranışını yazmaktadır. Ayrıca yanında onu gözetleyip duran ve ağzından çıkan her bir sözü anında kaydeden bir melek vardır.” (Kāf 50/17-18)
İşte bunun sonucudur ki az önce de bahsedildiği gibi o din düşmanları ebedi azaba mahkum edileceklerdir.
Tekrar söz, insanların şirke düşüp ebedî hayatlarını karartmalarına en çok sebebiyet veren Allah’a çocuk isnat etme meselesine getirilerek şöyle buyruluyor. (Ö. Çelik Tefsiri)