Maden kömürü, taşıllaşmış bir yakıttır. Doğal kömürler, temel maddesi karbon olan ve fosil bitkilerin milyonlarca yıl toprağın altında mayalanmasıyla meydana gelen katı maddelerdir. Diğer bir ifade ile kömür, karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından ya da çok uzun süre toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, kara renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon olan katı yakıttır. 300 milyon yıl önce yaşayan ve yer kabuğunun altüst olmasıyla toprak altında kalan sık ormanların, dev otların ve ağaçsı eğreltilerin ağır ağır değişime uğramasıyla meydana gelmiştir.
Eski insanlar maden kömürüne «yanan kara taş» adını vermişlerdi. Ama, bu çok değerli yakıtın ne zaman keşfedildiği kesin olarak bilinmemektedir. Yunan demircilerinin daha M.ö. IV. yüzyılda, bakır, bronz ve demiri işlemek için, ocaklarını maden kömürüyle ısıtıklarından eminiz. Marco Polo, yolculuk hikâyesinde, Çinlileri siyah çakıllar yakarken gördüğünü belirtiyor!
Batı Avrupa’da, maden kömürü pek aranmazdı. İngiltere’de ve Almanya’da bazı ocakların işletmeye açılması için, aşağı yukarı birinci binyılın sonunu beklemek gerekti. 852 tarihli resmî bir İngiliz belgesi, bir manastır İçin ödenti olarak, «maden kömürü vergisi» ni şart koşar. 1000 yılından itibaren, Zwickau’da (Bohemya) taşkömürü çıkarılıyordu.
Fransa’da ilk maden kömürü, XIII. yüzyılın başında, Haut-Languedoc’ta resmen işletildi. Ama, o çağın madencilerine büyücü gözüyle bakılırdı. O yüzden bu mesleği seçmek için gözüpek olmak gerekti! Henri IV devrinde, maden kömürü, evleri ısıtmakta kullanılmaya başladı. Kuzeydeki ilk maden kömürü ocakları, ancak 1732 yılında Desandrouin tarafından keşfedildi.
Türkiye’de ilk maden kömürü yatağı, 1829 yılında, Sultan 2. Mahmut zamanında, Uzun Mehmet adlı bir deniz eri tarafından bulundu.