Gösteriş; kendini beğendirmek, karşısındakini etki altında bırakmak için olduğundan başka türlü görünme, göz boyama, sükse, bu tarzdaki hareket, debdebe, etki altında bırakma gücü, göz alıcılık, alım gibi anlamlara gelir. İşte gösteriş kelimesi ile ilgili cümleler.
– İyiliği, gösterişe kaçmadan ve karşıdakini incitmeden yap.
– Halbuki kadını da parayı da gösteriş için istiyorsunuz. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Bu gösterişe ne gerek var?
– Bu yardımları gösterişe kaçmadan yapsanız, daha da makbule geçecek.
– Bu, hece vezninde on iki mısrâlık gösterişsiz bir manzûmedir. (A. Hâşim)
– Sağlam ruhlu, kendi başına yaşamaktan hoşlanan, dışarıdan gösterişsiz, içten zengin Orta Anadolu insanına benzer. (A. H. Tanpınar)
– Fransız rûhunun gösterişçi tarafını gāyet iyi temsil eder (Reşat N. Güntekin)
– O her zaman gösterişli kıyafetler giyer.
– Gösterişli parlak kravatlar tedârik edilir. (B. Fâik)
– Eski hayat baştan başa bir nümayiş ve gösteriş hayatı idi. (A. Haşim)
– O gösterişli lokantaya öğlen değil, akşam yemeği için gidelim.
– Pâdişah bir gösteriş ve inkılâp hastası değildi. (S. Ayverdi)
– Adamın gösterişi yerinde.
– Fakat bu pâdişah daha ziyâde av ve çok gösterişli büyük alayların meraklısı idi. (A. H. Tanpınar)
– Bu yapının hiç gösterişi yok.
– – Bana gösteriş yapmak istedi (Reşat N. Güntekin)
– Parti genel başkanı seçimlerden önce gövde gösterisi yaptı.
– Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler. (A. Hâşim)
– Fakat gösterişsiz bir güzelliği olduğu için oynanamadı. (R. N. Güntekin)
– Gösterişe kaçmadan, sade bir şıklık içinde giyinen insanlarız.