Taklit; belli birine veya bir şeye benzemeye veya benzetmeye çalışma, bir şeyin kendisine benzeyen sahtesini yapma, hareketlerini bir şeye veya bir kimsenin hareketlerine benzeterek onun davranışlarını, sözlerini tekrarlayıp eğlenme, alay etme, bir şeye benzetilerek yapılmış (sahte şey) gibi anlamlara gelir. İşte taklit kelimesi ile ilgili cümleler.
– Gecelerin karanlığında arslanların sesini taklit ettiler. (A. Hâşim)
– Bir ramazan gecesi Rızâ Tevfik, bu kahvede çoğu talebesi olan bir kalabalık önünde zeybek oynamış ve satıcı ve bilhassa yahûdi taklitleri yapmıştı. (A. H. Tanpınar)
– Her şey yalan, her şey sahte, her şey taklit oldu. (Ö. Seyfeddin)
– Hele taklitleri? -Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu. (Y. Z. Ortaç)
– Şekerler verdik, kedi taklîdi, horoz taklîdi yaptım. İmkânı yok susmuyor. (B. Felek)
– Batıyı taklit hep kötü görülmüştür.
– Çocuk, sokaktaki kişilerin konuşma ve yürüyüşünü taklit etmeye başladı.
– Kendisini taklit edenleri sert bir dille eleştirdi.
– Hayır, elbette ki Bâkî böyle şişkin, böyle taklit dille konuşmazdı. (A. H. Tanpınar)
– Ressamın tablosunu taklit kolay değildi.
– Bir pâdişâhın nedîmi vüzerâdan birinin taklîdini yaparak pâdişâhı eğlendirir imiş. (F. Reşat)
– Çocuklar 1 yaşından sonra ebeveyninde gördüklerini taklit eder.
– Taklit ile taassup yolunda derde düşüp kuru kavgaya mübtelâ oldular. (K. Çelebi)
– Zevkte de teknikte de tamâmen Avrupa taklîdi işlerdi. (S. Ayverdi)