Dehşet; korkunç bir şey veya bir tehlike karşısında insanın içini kaplayan büyük korku, telâş ve ürküntü, yılgı, korkutucu olma, korkunçluk, şaşılacak kadar olağan üstü gibi anlamlara gelir. Dehşetli ise; korkunç, çok müthiş, çok şiddetli, insanı şaşkınlık içinde bırakan, şaşılacak nitelik veya nicelikte, çok fazla, son derece, pek çok, aşırı derecede manalarına gelir. İşte dehşet kelimesi ile ilgili cümleler.
– İstemem o dehşet günü gelip çatsın. (C. S. Tarancı)
– Olduğum yerde korkudan ve dehşetten donmuştum. (S. Fâik)
– Harp bütün dehşetiyle devam ediyordu.
– İçime baygınlıklar geliyor, ellerimle hasta bacağı tutuyorum ve onun ölümünü kendi ölümümden daha dehşetli buluyorum. (P. Safâ)
– Dehşetten gözlerim büyür. (R. N. Güntekin)
– İçindeki en dehşetli korku şimdi budur. (R. H. Karay)
– Seni onların içinde görünce dehşet içerisinde kaldım.
– Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun. (R. N. Güntekin)
– Yarı karanlıklarda avuçlarını yanaklarına kapamış ve dehşete düşmüş kadınlar. (P. Safâ)
– Şu dehşet orTamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. (A. Ağaoğlu)
– İhtimal ki beyi ile dehşetli bir kavga çıkaracak. (H. R. Gürpınar)
– Tren dehşetli kalabalıktı.
– Masanın üstüne bir anarşist çıkar, dehşetli bir nutuk söyler. (P. Safâ)
– Deprem olduğundan dehşetli bir ses kulak zarını patlatırcasına yankılandı.
– Vilâyette dehşetli bir eşkıyâ türemiş. (B. Felek)
– Gördüğümü, bildiğimi, daha doğrusu uğradığım dehşetli felâketi size olduğu gibi anlatmak boynumun borcu. (H. R. Gürpınar)
– Dehşetli bir rüzgâr çıktı.
– Çok akıllı, dehşet bir adam.