Enkaz; yıkılan bir şeyin kalıntısı, yıkıntı, döküntü, çöküntü gibi anlamlara gelir. İşte enkaz kelimesi ile ilgili cümleler.
– Her zaman evvelce mevcut olmuş bir Ankara’nın enkāzı zehâbını uyandıran şehir, mermer basamakları olan mermer bir ehram haşmetindeydi. (R. E. Ünaydın)
– Şimdi enkāz içinde pinhandır / Nazarımdan sakındığım cânan. (M. Nâci)
– Köylüler olarak enkaz altında kalan eşyaları çıkardık.
– Enkazın altında kalan kişilerden günlerdir haber alınamıyor.
– Köprünün enkazını ne yaptınız Allah aşkına? (A. Kulin)
– Yaşlı kadın enkazdan yara almadan kurtuldu.
– Herkes yüreği ağzında, deprem enkazından çıkacak canlı birini bekliyor.
– Gidenlerin ardında nasıl bir enkaz bıraktığına aldırış etmez.
– Ertesi gün geminin enkazı kıyıda bulundu.
– Bu enkazı kaldırmanın başka bir yolu kalmadı.
– Birçok felaketzede çöken binanın enkazından kurtarıldı.
– Kurtarma ekipleri enkaz altında kalan kişilere ulaşmaya çalışıyor.