Vakur; ağırbaşlı, şerefli, onurlu, temkinli gibi anlamlara gelir. İşte vakur kelimesi ile ilgili cümleler.
– İşte olup olacağımız bu cenâze / Geçiyor caddeden vakur ve sâde. (C. S. Tarancı)
– Uzun ve sivri bir sakal üstünde vakur, fakat mûnis bir çehre… (H. F. Ozansoy)
– At üzerinde vakur bir şekilde ilerleyen sultan, gâyet neşeliydi.
– Mamafih çok kibar, terbiyeli, nazlı ve vakur bir kadın. (E. İ. Benice)
– Osmanlı yüzyılları boyunca İstanbul’a gelen gezginler, yazdıkları kitaplarda bu toprağın insanlarını ”sessiz, vakur ve olgun” olarak nitelerler. Şimdi en tepedekinden en alttakine kadar herkes lümpenleşti. (Orta Zekâlılar Cenneti, Zülfü Livaneli)
– htiyar ve orta yaşlılar o günkü gibi soğuk, vakur ve ciddiydiler. (S. F. Abasıyanık)
– Vakur olmak ona çok yakışıyordu ama genç yaşta aramızdan ayrıldı.
– Eserlerinde şuh, neşeli, vakur bir tavır ağırlıklıdır. (Eyyübi Bekir Ağa)
– Gāyet vakūrâne bir tarz ile yerinden kalkar. (N. Kemal)
– Vakur bir insan olduğu için herkesten her şey istemez.
– Su nasıl akıyorsa nefer de vazîfesini öyle tabiî, öyle vakur ve öyle bî-kayd-ı menfaat edâ eder. (C. Şahâbeddin)