Aldanmak; bir yalana, bir hîleye, güvene lâyık olmayan birine kanmak, kapılmak; oyuna gelmek, yanılmak, yanlış hüküm vermek, hatâya düşmek, avunmak, oyalanmak, hayal kırıklığına uğramak gibi anlamlara gelir. Diğer bir ifade ile aldanmak; görünüşüne kapılarak bir şeyi başka şey sanmak, görünüşü yanlış değerlendirmek, niteliğini anlamayarak yanılmak demektir. İşte aldanmak kelimesi ile ilgili cümleler.
– iraz sonra Ali Rızâ Bey bu tahmîninde aldandığını gördü. (R. N. Güntekin)
– Bu evi alırken komisyoncuya inanmakla aldandığımı neden sonra anladım.
– Kimseye îtimâdı yoktur. Kim bilir ne kadar aldanmıştır. (B. Felek)
– Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın! (M. Ş. Esendal)
– İnsan, dostlarını değişmez sanıyor ama aldanıyor.
– Uzandı keşküle heyhât işte aldandı. (M. Âkif)
– Ben bu gözlerle mükedder, âciz / Sana baktıkça tesellî bulurum, aldanırım. (T. Fikret)
– Ona aldandım.
– Yanılmaya, aldanmaya bazen engel olunamıyorsa da, vazgeçilmez bir bildirişme ortamıdır dil. (N. Uygur)
– Ulviye’nin de canını yakabileceğin ümîdiyle daha şimdiden övünmeye başlama, aldanırsın. (A. M. Efendi)
– Hâline, tavrına bakan sana aldanır. (Ö. Seyfettin)
– Karac’oğlan gel kendine / Aldanma dilber fendine. (Karacaoğlan)
– Yolların trafik bakımından emniyeti size bağlı değil mi? Aldanıyorsam özür dilerim. (B. Felek)