Halel; bozukluk, eksiklik, fesat, noksan gibi anlamlara gelir. Haleldar; zarara uğramış, bozulmuş demektir. Halel gelmek ise, zarar gelmek manasına gelir. İşte halel kelimesi ile ilgili cümleler.
– Yıllardır namusumuza halel gelmesin diye uğraşıyoruz.
– Şirket imajımıza halel gelmesin diye en iyi ürünleri kullanıyoruz.
– Haleldar olacağından korktuğu sükûn-ı hayâtını, belki bütün âmâl-i istikbâlini fedâ ederdi. (H. Z. Uşaklıgil)
– İntizâma bir parça halel gelmesinde beis görmüyor. (H. C. Yalçın)
– Benim saygınlığıma halel verecek adamın alnını karışlarım.
– Senin halel getirdiğin bir işi ben bir daha elime almam.
– Aralarında mesâfe biraz uzar uzamaz bu üç kadının kayıtsız vakārına birden halel geldi. (H. Z. Uşaklıgil)
– Ailenin namusuna aman halel gelmesin!
– Bu olay kimseye halel versin istemem.
– Bir gecelik harâretten azmine halel getirme. (S. Sezâî)
– Senin bu işe bir halel getireceğini daha önceden tahmin etmiştim.
– Saâdet-i âilemiz ancak bu sûretle halelden masun kalabilir. (H. R. Gürpınar)
– Bu olayın şirkete halel getirmesinden korkyorum.
– Zevcesinin îtimâdı haleldar olduğu için bâdema dirlikleri düzenleri bozulacağını biliyordu. (H. R. Gürpınar)
– Ama Rusya hep tahterevalli oynar ki propagandasına halel gelmesin. (B. Felek)
– Etmedim dergâhına lâyık amel / Dâimâ ettim fesâd u hem halel. (Mihrî)
– Saygınlığına halel getirecek biri değil.
– Rahmetli babam dürüstlüğüne halel getirmeden göçtü bu alemden.