Anlamak; bir şeyin ne olduğunu akıl yoluyle kavramak, akıl erdirmek, sezmek, hissetmek, öğrenmek, bilmek, bir şeyin gerçeğini yada aslını duygu ve düşünce yoluyle idrak etmek, künhüne varmak, sorup öğrenmek, araştırmak, tahkik etmek, kabul etmek, (bir şey, ne gibi kelimelerle) zevk almak, umduğu sonucu elde etmek, faydalanmak, bir şey üzerinde bilgi sâhibi olmak, (bir şey, bir hal bir kimseye) tesir etmek, hitap etmek, bir kimsenin duygu ve düşüncelerini sezebilmek, hislerine katılmak, ortak olmak gibi anlamlara gelir. İşte anlamak kelimesi ile ilgili cümleler.
– Kabul etmeyeceğini ben daha o gün anlamıştım. (M. C. Kuntay)
– Son şâheserlerini artık güzelliği anlamayan bir neslin lâkaydîsi içinde vücûda getiriyor. (A. Hâşim)
– arın bu adamın kim olduğunu muhakkak anla. (Y. Z. Ortaç)
– Muhîtimin telâşından anlıyorum ki hastalığımda bana söylenmeyen bir tehlike var. (P. Safâ)
– Bu hakîkati gayet iyi gören ve anlayan Evliyâ Çelebi Bursa’dan bahsederken, “Ruhâniyetli bir şehirdir” der. (A. H. Tanpınar)
– Verdiğiniz ilâçtan bir şey anlamadım.
– Biz de onun kadar bu işten anlarız. (H. Taner)
– Bir sözcüğü anlamak için sözlüğe bakarız.
– O gece uyuyamayacağımı anlıyordum. (P. Safâ)
– O kadar para harcadın, bâri bu seyâhatten bir şey anladın mı?
– Bir bakışta vaziyeti anlamıştı. (R. N. Güntekin)
– Ondan başka anlayacak beni kim vardır. (B. K. Çağlar)
– Ticâret denince sâdece kârı anlıyor.
– Onun ne düşündüğünü anlamak için ilk sözü ondan bekliyorum. (P. Safâ)
– O sözden değil dayaktan anlar.
– Kara bulutları görünce yağmur yağacağını anladı.
– Anlamak istediği şeyi kimsenin bilmediğini görünce canı daha beter sıkıldı. (Ö. Seyfeddin)
– Bu sigaradan ne anlıyorsun bilmem.
– Dışarıdaki gürültünün sebebini anlayıver.
– “Bu meselenin yalnız benim gayretimle halledilemeyeceğini artık anlamam lâzımdı.” Birçok fedâkârlıklara katlanmak lâzım geldiğini anlıyordum. (P. Safâ)
– Laiklikten dinsizliği anlıyor.
– Gözler, taşa en ilâhî mânâyı veren o muhayyirü’l-ukul mîmârîyi anlamış değillerdir. (A. Hâşim)
– Onun adresini anlayacağım. (Ö. Seyfeddin)
– Iztıraplarını benimle berâber yaşamış olduklarını bundan anladım ve tesellî buldum. (P. Safâ)
– Galiba beni siz anlayacaksınız. (R. N. Güntekin)
– Babasının niçin bu kasabayı çok sevdiğini Nevin bir türlü anlayamamıştı. (S. F. Abasıyanık)