Çocuklar var olalı beri, oyuncaklar da vardır. Yani oyuncağın geçmişi, tarih öncesine kadar gider. Çocuğun engin hayal gücü sayesinde, taşlar ve dallar, çok geçmeden bebek ya da oyuncak olup çıkıvermişlerdir.
Oyuncak bebek, her çağda vardır. Ancak, biçimi ve donanımı, yaşanılan zamana ve duruma göre değişmiştir. Eskiçağ’da bebek, ağaçtan, fildişinden, balmumundan, seramikten, boyalı kemikten yapılırdı. Pek seyrek olarak da ona elbise giydirilirdi. O devirde, zengin bebeklerin eşyası, ağaçtan ya da pişmiş topraktan meydana gelirdi.
Doğu’da, çocuklar, Milâttan çok önceleri, topaç çeviriyorlardı. Zengin Romalı ve Mısırlı çocuklar, «yük» taşıyan ya da çeken oyuncak arabalara sahiptiler. Çember, top, kaydırak, Eskiçağ çocuklarının oynadığı oyuncaklardı. Oyuncak silâhlar her çağda yaygındır ve bunlar, yetişkinler tarafından kullanılan silâhların gösterdiği gelişmeyi izlemiştir. Ok ve yayların, kılıçların ardından, toplar, tüfekler, tanklar ve bombardıman uçakları geldi. Ağaçtan, pişmiş topraktan ve erimiş kurşundan yapılma askerler, bütün kuşakların çocuklarını ilgilendirmiştir.
Sallanan atın ya da mekanik atın yerine, uzun bir zaman, değnekten at kullanıldı. Patenin ardından bisiklet, pedallı otonun ardından otomobil geldi. Bu arada, bazı oyunlar moda oldu. örneğin 1932 yılının yoyo’su, Eski Yunan’da doğan ve Fransız Devrimi sırasında «émigrette» adıyla oynanan oyundan başka bir şey değildi. Aşık oyunu da yine Eski Yunanlılardan kalma bir hüner gösterisidir.