Uzlet; bir köşeye çekilip toplumdan, insanlardan uzak, yalnız başına yaşama demektir. Uzlet tasavvufta ise, görünürde halkın içinde olduğu halde kalben onlardan ayrı olma manasına gelir. İşte uzlet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı. (Y. K. Beyatlı)
– Çekil izzetle, uzlet kûşesinde Aziz ol, derd-i şöhretden cüdâ ol. (A. Remzi Akyürek)
– Kûşe-i uzlette oldum ihtiyar. (S. Sezâî)
– Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı (Yahyâ Kemal). Bana sorma ki niçin uzletteyim. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Keşf ehlinden olmanın hakikati ve marifetullaha ermek, az yemekle, az uyumakla, az konuşmakla, uzletle, daima hakka dönüp onu zikretmekle mümkün olur. (E. İ. Hakkı)
– Adamın biri Zünnûn’a sordu: “Uzletim ne zaman sıhhatli ve sağlam olur?” Zünnûn adama şu cevâbı verdi: “Kendini kötü huylardan uzaklaştıracak kadar güçlü bulduğun zaman”. (Kuşeyrî Risâlesi)
– Uzlet kalabalık arasına girmek, fakat Hakk’ı bırakıp halk ile meşgul olmasın diye sırrı korumak, nefsi günahtan uzaklaştırmak, sırrı (kalbi) Hakk’a bağlamaktır. (Kuşeyrî Risâlesi)