Hiddet; öfke, kızgınlık, sertlik, kuvvet, gazap gibi anlamlara gelir. İşte hiddet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Son cümlelerde sesi hiddetli idi. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Fakat herifin gözlerini hiddet bürür. (H. R. Gürpınar)
– İlhâmi titizdir, sinirlidir, aklına geleni yapmak ister, mâni olmaya kalkışırsanız hiddetlenir. (K. Nâdir)
– Bu kahkahalar bana ıztırap ile karışık bir hiddet veriyordu. (R. N. Güntekin)
– Hiddetli bir müdürümüz olduğu için öğrenciler çok korkuyor.
– Kocaman bir tas içinde su geliyor, sabun, havlu, kurulama deyinceye kadar hiddeti geçiyor sultanın. (N. F. Kısakürek)
– Oldukça hiddetli görünüyorsun.
– Hiddet ve nefretimden kalbim çarpıyordu. (Ö. Seyfettin)
– Ayaktaki figürün yüzünde ise büyük bir hiddet ifadesi vardır.
– Çırak hiddetli adımlarla kahveye gider. (A. K. Tecer)
– Öğretmen bizi okul bahçesinde görünce çok hiddetlendi.
– Ali hiddetle toplantıdan ayrıldı.
– Hele sokakta yüksek sesle gülenler olursa kendisiyle eğleniyorlar sanarak hiddetten kuduruyordu. (R. N. Güntekin)
– Annemin yüzünde hiddet yok, gurur var. (Y. Z. Ortaç)
– Hiddet içinde geçen bir yılın ardından ortalık sakinleşti.
– Hoca hiddetlendi: Sus, haddini bilmez herif! (B. Felek)
Hiddet ile ilgili deyimler
Hiddetten kudurmak deyiminin anlamı
Çok öfkelenmek, aşırı derecede kızmak.
Hiddete kapılmak deyiminin anlamı
Öfkelenmek, kızmak.