Zapt; zorla alma, zorla ele geçirme, bırakmama, tutma demektir. Zapt etmek ise; tutmak, zorla ele geçirmek, yönetimi altına almak, sâhip olmak, (bir yeri) silâh zoruyle almak, akılda tutmak, (yazı veya makine ile) Kaydetmek, tespit etmek gibi anlamlara gelir. İşte zapt kelimesi ile ilgili cümleler.
– Onca eleştiriden sonra dilini zapt etmeyi başarmış.
– Bu köpeği zapt etmek gerçekten zor.
– Lakırdı bu noktaya gelince kendimi zaptedemiyorum. (H. R. Gürpınar)
– Hava alanı güvelik görevlilerince zapt edildi.
– Dilini zapt edemeyeceksen bizimle gelme.
– Parasını tıkır tıkır ödediğimiz uçakları ve yedek parçaları zaptetti, vermiyor. (B. Felek)
– Bu konu zapt olunmadıysa tekrar anlatayım.
– Türkler’in evvelce zaptetmiş olduğu yerler… (S. Erol)
– Türkçe dersinin tüm konularını zapt etmek zorundayım.
– Ne kendisi dışarı çıkabilir, ne de kimse bu sarp kale bedenine tırmanıp içerisini gözleyebilir, hele zaptetmek kimsenin hatırından geçmezdi. (S. Ayverdi)
– Yanı başınızda gizli bir makine sesinizi zapteder. (P. Safâ)
– Birlikte geçen o güzel günlerimizi sanma ki zapt etmedim.
– Nice zabteyleyeyim yaşımı ben mahzûnun / Bir avuç hâk yolun bağlayamaz ceyhûnun. (Zâtî)
– Söylediklerinin hepsini zapt ettim.
– II. Kılıç Arslan, pâyitahtını zapteden üçüncü Haçlı ordusu ile şimdi Alâeddin Tepesi dediğimiz bu iç kalede sulh müzâkeresi yaptı. (A. H. Tanpınar)
– Kağnıyı uçurumun önünde zaptetti. (R. E. Ünaydın)
– Jandarma olay yerinde halkı zapt etmekte çok zorlandı.
– Yine babanın yanında dilini zapt edemedin.