Dağınık; bütün durumunda olmayan, öteye beriye dağılmış, geniş bir alana yayılmış olan, hoş görünmeyen, uyumsuz, düzensiz, tertipsiz, savruk (kimse), derbeder, karışık, düzeni bozulmuş, perîşan (yer veya şey) gibi anlamlara gelir. Dağınık mecaz anlamı ise, düşüncelerini toparlayamayan demektir. İşte dağınık kelimesi ile ilgili cümleler.
– Paşalimanı’nda dağınık arsalar. (B.Felek)
– Saçlar dağınık yanakta tel tel. (C. Şahâbeddin)
– Yamaçlarda dağınık gölgeler, kuşsuz ormanlar, hıçkıran dereler. (Ö. Seyfeddin)
– Bağırarak konuşmaktan hoşlanmaz, dağınık kıyafetle, kocasına bile görünmez bir kadın. (M. Ş. Esendal)
– Kendisi çok dağınık çalıştığı için bazı eşyalarını bulmak da zorlanıyor.
– Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu / Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu. (Y. Kemal)
– Odanı dağınık bırakmaman konusunda seni uyarmıştım.
– Dağınık sürüyü toplayan sesler / Kapıya sokulup tokmağı vurur. (N. F. Kısakürek)
– Ne dağınık çocuksun!
– Adamın masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
– Şu anda kafam çok dağınık.
– Ev çok dağınık olduğu için toplamak bile günler aldı.
– Kadın yatağın içinde saçları dağınık, dimdik oturuyordu. (P. Safa)
– Senin odan çok dağınık gözüküyor.