Nedamet; yaptığı iş veya davranışın sonucunu beğenmeyip yaptığına hayıflanma, pişman olma, pişmanlık demektir. İşte nedamet kelimesi ile ilgili cümleler.
– İnsanları dolandırmışsınız, nedamet duymuyor musunuz?
– Eder isyânıma gönlümde nedâmet galebe / Neyleyim yüz bulamam ye’s ile afvım talebe. (Şinâsî)
– Bu, ağzından öyle ihtiyarsız çıkmış idi ki derhal nedâmet etti. (H. Z. Uşaklıgil)
– Gözlerime iki damla nedamet yaşı getirmek için dudaklarımı bütün kuvvetimle ısırıyordum. (H. C. Yalçın)
– Cemâl-i sûretine kim ki olmadı kurban / İki cihanda nasîbi nedâmet oldu vü âh. (Nesîmî)
– Ben şimdi nedamet getirdim. (P. Safa)
– Nihâl-i tevbeye gülzâr-ı afv-ı Bârî’de / Veren tarâveti eşk-i ter-i nedâmet imiş. (F. Hanım)
– Falstaff’in iyi bir tarafı üstün gelir ve yaptığı kötülüklerden nedamet duyup vekendine verilen cezaları hak ettiğini itiraf eder.