Sohbet; iki veya daha çok kimse arasında karşılıklı olarak dostça, arkadaşça yapılan konuşma, hasbihal, musâhabe, söyleşi, yârenlik gibi anlamlara gelir. Diğer bir ifade ile sohbet; dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme demektir. Sohbet tasavvufta ise; Allah’a gönül veren insanların bir araya gelip her an O’nunla berâber olduklarını bilmenin edebi ve huzûru içinde, şeyhlerinin veya aralarından ehil birinin yönlendirmesiyle yaptıkları ârifâne söyleşme ve halleşme demektir. İşte sohbet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sohbete dalmışız, saatin nasıl geçtiğini anlamadık.
– Seni aramayı unuttum, biraz sohbete dalmışım.
– Tüy gibi serviler, bunların mahrem sohbetlerini dinlemek içinmiş gibi üzerlerine eğilirdi (Rûşen E. Ünaydın)
– Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu. (H. C. Yalçın)
– Burada sohbetten murat sırf Allah için kurulan dostluk ve dâvâ arkadaşlığıdır. (S. Uludağ)
– Tam fikir ve sanat sohbetlerine yakışan bir çerçeve içindeyiz. (A. Haşim)
– Nâdanla sohbet etmek âkıle cehennem ateşinden beterdir. (Ö. Seyfeddin)
– Sofra başında sohbet etmeyi sever… (A. Ş. Hisar)
– Bakan ile boyacı arasındaki sohbet çevredekileri kahkaha boğdu.
– Antakya’da sâde meyvenin, çiçeğin, suyun değil asıl sohbetin zevki var. (R. H. Karay)
– İngiliz hekimi sık sık yalıya gelerek Ulviye Hanım’la uzun uzadıya sohbet eder. (A. M. Efendi)
– Biraz sohbet etmek için bu Pazar günü buluşalım.
– Erenlerin sohbeti artırır mârifeti / Câhilleri sohbetten her dem süresim gelir. (Y. Emre)
– Berk-ı âhım gökyüzün tutmuş sirişkim yeryüzün / Sohbetinden hem vuhûş etmiş teneffür hem tuyûr. (Fuzûlî)
– Belki de bu kapalı kış aylarının beslediği sohbet yüzünden hemen her Erzurumlu nükteci, biraz hicivcidir. (A. H. Tanpınar)
– Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
– Sınıfa yeni gelen öğrenci, sohbete renk kattı.
– Yanımıza gelip, sohbete renk katmanı bekliyoruz.