İrade; bir şeyi yapıp yapmama husûsunda karar verebilme ve bunu uygulama gücü, isteme, istek, dilek, buyruk gibi anlamlara gelir. İradeli, iradesi kuvvetli olan demektir. İradesiz ise; irâdesi zayıf olan, bilinçsiz bir şekilde demektir. İşte irade kelimesi ile ilgili cümleler.
– Halbuki bugünden îtibâren irâdeme sâhip oluyorum. (R. N. Güntekin)
– Tabiî iş saraya aksetti; tahliyelerine irâde sâdır oldu; bıraktılar. (R. H. Karay)
– Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. (S. F. Abasıyanık)
– Nümâyiş alayında bağıranlardan rastgele üç kişi tutup huzûruna getirmesini irâde etti. (Ö. Seyfeddin)
– Ne yapayım ki irâdem elimde değil. (N. Kemal)
– Sarayın içinde bulunan kıymetli eşyâ ile mefrûşâtın defter edilmesini irâde eyliyor. (S. Ayverdi)
– Hatta husûsî bir irâde ile bu nişanın geri alındığı bile olurdu. (A. H. Tanpınar)
– Görülünce vurulması için irade bile var. (S. M. Alus)
– Kul bir şey irâde etmezse onu yapamaz. (K. Risâlesi)
– Bence kararlarını hep kendi iradenle vermelisin.
– Abdülhamid’in irâdesiyle meccânî okumuştu. (R. N. Güntekin)
– Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. (A. M. Dranas)
– İnsanların hür iradesine saygılı olmalıyız.
– İrâde buyurun, bir ârif bulalım. Ona sorun. (Ö. Seyfeddin)
– Her şeye rağmen hür, müstakil yaşamak irâdesi ilkin bu kartal yuvasında kanatlanır. (A. H. Tanpınar)
– Ailemin tercihinin aksine, şehir dışında bir üniversiteye devam etmeye kendi irademle karar verdim.
– Şâyet irâdesiz bir adamsanız az zamanda çürüyüp çökmeniz pek mümkündür. (R. H. Karay)
– Sele düşmüş bir yaprak gibi irâdesiz sürükleniyordum. (R. N. Güntekin)
– Oğlu akılsız, irâdesiz II. Keyhüsrev’in kandırdığı ümerâ tarafından zehirlenince cenâzesi yine buraya, bu şehre getirildi. (A. H. Tanpınar)