Yeni; hiç kullanılmamış olan, sonradan ortaya çıkan, sonradan var olan, üzerinden çok zaman geçmemiş olan, daha önce var olmamış, söylenmemiş, düşünülmemiş, değişik, orijinal, (aynı cinsten olan şeyler için) öncekinden sonra olan, sonra gelen, daha önce pek bilinmemiş, pek tanınmamış olan, bir işte kısa bir süre bulunduğu için tecrübe kazanmamış olan, acemi, tecrübesiz kimse, az zaman önce gibi anlamlara gelir. İşte yeni kelimesi ile ilgili cümleler.
– Evvelki gün Cerrahpaşa’da bir yeni zenginin evine dâvetliydim. (Ö. Seyfeddin)
– Yeni bir havlu aldım.
– Hür ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi / Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor. (Y. Kemal)
– Yeni Türk rejimine muhâlif ve onun devrilmesini isteyen şekil şekil unsurlar vardı. (R. H. Karay)
– Sen bu işte daha yenisin galiba.
– Küçük memur mahalleleriyle yeni şehrin kurulduğu devirdi bu. (A. H. Tanpınar)
– Ahmet, yeni aldığı arabasını sokağa park etmek istemedi.
– eni tanıştığım orman uzmanları çok nazik ve kibar insanlardı. (Ç. Altan)
– Yeni olduğu için meseleyi bilmiyor.
– İhtimal bir kat da yeni esvabım olacak. (O. V. Kanık)
– Gün olur, alır başımı giderim / Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. (O. V. Kanık)
– Yeni hükümet kurma faaliyetleri hüsranla sonuçlandı.
– Bugün alışverişe gittim ve kendime yeni bir kazak aldım.
– Sen son akşam bana diyordun ki: “Ankara’yı her mevsiminde gördüm. Benim için yeni bir manzarası kalmadı”. (R. E. Ünaydın)
– Yeni imzalara rastlıyoruz.
– Şehrin aktüalitesi biraz da bu yeni binâlarla Mustafa Kemal’in hayâtıydı. (A. H. Tanpınar)
– Yeni sinema beğenildi.
– Nihâyet yaza çize ilk satırı üç nokta ile başlayan yeni bir tarz îcat ettim. (Y. Z. Ortaç)
– Bugün yeni giysimi giyeceğim.
– Yeni geldin de ondan olacak. (R. N. Güntekin)
– Anneme yeni bir bulaşık makinesi almak için hafta sonu alışverişe gittik.
– Şüphesiz bütün bunlar İslâm dünyâsı için yeni şeyler değildi. (A. H. Tanpınar)
– Yeni marka arabalar piyasaya çıkmış.
– Kızıma yeni bir ayakkabı aldım.