Fayda; işe yarama, işe yaramanın meydana getirdiği iyi durum, olumlu sonuç, yarar, nefi, kâr, menfaat gibi anlamlara gelir. işte fayda kelimesi ile ilgili cümleler.
– Doktorun verdiği bu ilaçlar da fayda etmedi.
– Bizim söylediklerimiz de fayda etmedi.
– Öğrendiğin bilgilerin zamanla Faydasını göreceksin.
– Faydalı olsun diye, bir lamba daha açtı.
– Yaptırdığım masajın faydasını gördüm.
– Umduğum tat demli taze çaydadır / Bir yudum alsan inan ki, faydadır. (F. Halıcı)
– Ne fayda adam elimizden kaçıp gitti.
– O kadar okudu, ödevlerde biraz faydası dokunsun.
– Size küçük bir faydam dokunsun istedim. (R. N. Güntekin)
– Siz değerli ziyaretçilerimize, faydalı olmak için çalışıyoruz.
– Bunların faydasından geçtik, zararlarını görmeyelim. (M. Ş. Esendal)
– Faydası dokunmayacak olduktan sonra, bu vantilatörü neden aldık?
– Faydası olmayan ilimden uzak dur.
– Zordan hiçbir fayda beklenmez. (A. M. Efendi)
– Verdiğin kitaptan çok fayda gördüm.
– Bugüne kadar senden bir fayda görmedik.
– Osmanlı çeşitli Türk devletlerinin bütün tecrübelerinden faydalanmış, bütün kudret ve hayâtiyetini kendinde toplamış, onları İslâm’ın ışıklı ve muhteşem mîrâsı ile mezcetmiştir. (E. Göze)
– Bu işe girmenin çok faydasını gördük.
– Bu kadar masraf ettim, daha bir faydasını görmedim.
– Ekmek, bal, yoğurt, çiğ kıyma, falan filân yutturmuşlar, faydası yok. (R. H. Karay)
– Çok faydalı yemekler yediği için kısa sürede hastalıklarından kurtuldu.
– Fayda vermeyen şeylerden uzak dur.
– Benim oraya gelmemin bir faydası olacaksa geleyim.
– Ne kadar ders anlatsan da fayda vermiyor.
– Bir gece karanlıktan faydalanarak bahçeye çıkar. (A. M. Efendi)
– Kalın giyinmemiz bu soğukta çok fayda verdi.
– Ben kendisiyle konuştum, umarım fayda verir.
– Bunu burada, bu güzel münâkaşa usûlünden en iyi şekilde faydalanmamızı sağlayabilmek için yazıyorum. (B. Felek)
– Babamın nasihatleri de fayda etmedi.
– Eve yalıtım yaptırdık, çok fayda etti.