Terbiye; istenilen şekilde yetişmesini sağlamak için bir kimseye gerekli bilgi ve nitelikleri kazandırma, bu iş sonunda elde edilen ve kişinin davranışlarında, diğer insanlarla olan ilişkilerinde görülen ölçülü ve ince davranış biçimi, eğitme, görgü, bilgi, bir kimseyi hafifçe cezâlandırma gibi anlamlara gelir. Ayrıca terbiye; bâzı yemeklere lezzet vermesi ve koyulaştırması için piştikten sonra konan, yumurta, limon veya sirke, salça, sarmısak vb. ile çeşitli şekillerde hazırlanmış karışım demektir. İşte terbiye kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sen hiç terbiye almadın mı be avladım!
– Annene karşı terbiyeni bozmanı affedemem.
– Size karşı terbiyemi bozduysam özür dilerim.
– Korkuyu bir terbiye, cesâreti yine bir terbiye doğuruyor. (C. Şahâbeddin)
– Bunların hepsi mânevî vazîfelerine inanmış, muayyen bir ruh nizâmından geçmiş, nefislerini terbiye etmiş insanlardı. (A. H. Tanpınar)
– Gazabını tahrik eden husûsat mutlaka terbiye-i İslâmiyyeye, insâniyete yakışmayacak şeylerdir. (M. Nâci)
– Her halde onun terbiyesini dışarıda münâsip bir yerde vermelidir. (A. M. Efendi)
– Benim çocuğum asla terbiyesini bozmaz.
– Alman nereye gitse terbiye-i fenniyyesi, metânet-i bedeniyye ve fikriyyesi, mükemmeliyyet-i âlât ve edevâtı sâyesinde oranın mücâdele-i hayâtiyyesinde nefsi için te’mîn-i galebe ediyordu. (C. Şahâbeddin)
– Sen merak etme kızım, ben hanımlara söylerim, onların terbiyelerini verdirtirim. (H. R. Gürpınar)
– Ölümün mesâfe tanımayan soğuk ve ağır eli Madam Eleni ve Marika’yı terbiye edivermiş. (M. Yesâri)
– Çerkes terbiyesiyle artık ısrar etmeyerek bunlardan söz açmadı. (R. H. Karay)
– Dikkatli konuş, çocuğun terbiyesini bozuyorsun.
– Vâlide olmak için lâzım gelen terbiye-i medeniyyeden mahrum. (S. Sezâî)
– Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler. (A. Ş. Hisar)
– Babana karşı terbiyesizlik yapma!
– Aldığımız eğitim, gördüğümüz terbiye gereği eşofmanla sokağa çıkmayı bile ayıp sayan bir milletiz.
– Bir terbiyesizlik yaptıysam özür dilerim.
– Seni biraz daha terbiye etmemiz lazım.
– Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler. (A. Ş. Hisar)
– Sessiz sinema filminde bir yabani atın terbiye sahnesi gösteriliyordu. (F. R. Atay)
– Terbiye aldığı her halinden belli.
– Derileri terbiye etmeye götürdüler.
– Çorbayı terbiye etmeyi unutma.
– Bu etleri nasıl terbiye ediyorsunuz?