Çorak; üzerinde mahsul yetişmeyen, üzerinde bitki yetişmeyen ya da bitkisi ve verimi iyi olmayan, verimsiz (toprak) demektir. Çorak; (su için) içilmez, acı manasına gelir. Ayrıca çorak; su geçirmemesi için damlara sıvanan bir çeşit killi toprak, Toprağın üzerinde beyaz bir tabaka hâlinde biriken ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı tuz gibi anlamlara da gelir. Çorak mecaz anlamı da; verimsiz, kısır, bakımsız, yoksul demektir. İşte çorak kelimesi ile ilgili cümleler.
– Her dakîka değişen bir hisle kararsızdım / Engin çorak bir çölde kalmış gibi yalnızdım. (O. S. Orhon)
– Üç beş dönüm çorak topraktan ne elde edilebilir?
– Biz geçtiğimiz zamanlar, Sina Çölü, Peygamber Musa’nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı. (F. R. Atay)
– Bu köyde arazilerin hepsi çorak.
– Çorak topraklarla, aç hayvanlarla baş başa bırakılmıştı.
– Bir çöl çoraklığında hayâlin susuzluğu / Hem uyku ihtiyaçları hem uykusuzluğu. (Y. Kemal)
– Bir yudum su ile ıslatmak lazımdı çorak toprağa dönmüş ağzını.
– Herkesin gidebileceği bir evi, sığınabileceği bir yuvası var. Benim evim çöllerdir, yurdum çorak topraklar.
– Aylardır yağmurun yağmadığı, sulanmayan topraklarımız gittikçe çoraklaşıyor.
– Hayatımın en acı, en yaslı ve çorak zamanları başlamış oldu. (T. Buğra)
– Bu çоrаk topraklarda artık ağaç falan уetişmez.
– Yeni kazılan kuyudan çorak bir su çıkmış.
– Fakat eyvah çorak yerde akıp gitmişsin. (T. Fikret)