İhsan; bağışlama, bağışta bulunma, bağışlanan şey, lutuf, kerem, iyilik, bahşiş, atiye, hayır olarak yapılması uygun olan bir şeyi yapma gibi anlamlara gelir. İşte ihsan kelimesi ile ilgili cümleler.
– Allah ona emsalsiz bir eş ve bir de evlât ihsan ederek gençliğinde çektiğini unutturdu. (B. Felek)
– İhsân edin, inâyet edin, dinleyin şunu. (A. Hâmit)
– Esirleri kendi için alıkoyup geri kalan malları gāzilere ihsan etti. (K. Çelebi)
– Devletin haysiyetinden ziyâde alacağı ihsânı düşünür. (Ö. Seyfeddin)
– Bu paşanın parmaklarını yakan ilk ihsan kesesi oldu. (H. E. Adıvar)
– Gündelik, haftalık, bahşiş, ihsan ne adla olursa olsun eline her kaç para girerse kumbaraya attığı için… (A. M. Efendi)
– Allah bir de kız çocuk ihsan etseydi, bu ismi verecektim. (R. H. Karay)
– Kim ki dost yolunda terk-i cân eder / Dost ana dîdârını ihsân eder. (E. Rûmî)
– Allah’ın ihsan ettiği kolaylık ve onun sonsuz feyzinden gelen kuvvetle… (K. Çelebi)
– Lâkin fazlaca para canlısıydı. Pâdişah ihsanları yetmiyormuş gibi bir gün (…) serveti gibi keremi de dillere destan olan Abdullah Çelebi’ye bir manzum arîza yazdı. (S. Ayverdi)
– Her ki diler bu duâda buluna / Fâtiha ihsân ede ben kuluna. (S. Çelebi)
– İhsan adâletin üstünde bir fâzilettir. Bir âyet-i kerîmede, “İhsan ediniz, şüphe yok ki Allah Teâla muhsin olanları sever” buyurulmuştur. Diğer bir âyet-i celîle de, “Allah Teâla sana ihsan ettiği gibi sen de ihsan et” meâlindedir. (Ö. N. Bilmen)
– Tanrı rızâsından ayırmaya, ihsânı ve keremi hakkıçün: Âmin (K. Çelebi)