Tenkit; eleştirme, eleştiri, gerçeği ortaya koymak maksadıyle yapılan tartışma veya inceleme, iyiyi kötüden ayırma, bir şey hakkında fikir yürütme, iyi ve kötü taraflarını belirtme gibi anlamlara gelir. Diğer bir ifade ile tenkit; edebiyat ve sanat eserlerini iyi ve kötü yanlarını belirtmek sûretiyle değerlendirme, bu maksatla yazılan yazı, eleştiri, kritik, bir husus veya eserin kötü taraflarını ortaya koyma, hakkında olumsuz yargıya varma, muâheze demektir. İşte tenkit ile ilgili cümleler.
– Beni tenkit etmekte haklısınız.
– Zâten ben Evliyâ Çelebi’yi tenkit etmek için değil ona inanmak için okurum. (A. H. Tanpınar)
– Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir. (A. M. Dıranas)
– Onun tenkitleri yersizdi.
– Bu roman, içtimâî aksaklıklara temas etmesi netîcesi ile çok tenkîde mâruz kaldı. (H. E. Adıvar)
– Sanatçının eserlerine tenkit gelmedi.
– Onları nasıl muhâkeme ve tenkit ettiğinin delillerinden birini buluyoruz. (O. Ş. Gökyay)
– Bir kitabı tenkit edebilmek için ilk şart o kitabı başından sonuna kadar okumaktır. (O. V. Kanık)
– Bu devirde her nesil yeni bir şey getirir ve umûmiyetle kendinden önceki nesle karşı tenkitçi bir tavır alır. (M. Kaplan)
– Herkesi tenkit edeceğine biraz kendine çekidüzen versen daha iyi olur.
– Karagöz ölmüş demek, zevk, hiciv, tenkit, ortadan kalkmış demektir. (F. R. Atay)
– Eski Yunanlar’dan tâ XVII. ve XVIII. asırlara kadar tenkit daha ziyâde edebî eserlerin şekil kısmı ile meşgul olurdu; o devirlerde tenkit belâgatin bir şûbesi idi. (A. C. Yöntem)
– Beni tenkit etmeden önce biraz kendine bak derim.
– Bunun için de küçüğün büyüğe karşı olan bu yazısız, sözsüz, îmâ ve işâretsiz istiğnâsı en açık târiz ve tenkitlerden daha ağır, daha sert düşüyordu. (S. Ayverdi)
– İlmî düşüncenin başlıca vasfı tenkîde açık olmasıdır. (M. Kaplan)
– Refet Paşa’nın gayet tenkitçi, kurnaz ve aynı zamanda ihtilâlci ve son derece cesur bir tarafı vardı. (H. E. Adıvar)
– Beni tenkit ediyorsunuz ama aynı hataları siz de yapıyorsunuz.
– Amma tatbik ettiği usûl tamâmen askerî olduğundan tenkîde uğramıştır. (B. Felek)
– Olgun bir insanı dost edinmek isterseniz, tenkit edin; basit bir insanı dost edinmek isterseniz, methedin. (Atasözü)