Olta; at kuyruğu kılından veya naylon tellerden yapılmış, ucuna çengelli iğne takılmış balık avlama aracı demektir. Diğer ifade ile olta; balık avlamakta kullanılan iğne, zoka gibi âletlerin meydana getirdiği ava hazır takım demektir. Olta mecaz anlamı ise; hile, düzen, oyun, yem demektir. İşte olta kelimesi ile ilgili cümleler.
– Olta atmak için biraz yem lazım.
– Avucumda incecik, sağlam, yarı şeffaf, sarıya bakan bir balık oltası tutuyordum. (R. H. Karay)
– Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı. (T. Buğra)
– Olta, iğnelere takılmış balıkların gümüş çırpınışlarıyle denizden ışıl ışıl çıkıyor. (Y. Z. Ortaç)
– O kadar çok bekledik, oltaya bir şey vurmadı.
– Bir gün deniz ölgündü, bir oltayla balıkta / Kuşlar gibi yalnız, yapayalnızdım açıkta. (Y. Kemal)
– Buraya olta atsak boşa zaman kaybetmiş oluruz.
– Sersem balık gibi bu oltaya düşeceklerdi. (H. F. Ozansoy)
– Ankara’nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi. (T. Buğra)
– Oltayı yutmuşsun, sen o paranın üstüne bir bardak soğuk su iç.
– Onun gibi adama, oltayı yutturmak kolay değil.
– Oltaya takılanlardan epey para götürmüş.
– Oltaya takılan, soluğu savcının yanında alıyor.
– O kadar çok bekledik, oltaya bir şey vurmadı.
– Oltaya düşmekten son anda kurtulduk.
– Bu kadar basit bir oltaya düşmek senin gibi adama yakışmadı.
– Yolda radarlar çok, oltaya gelme.
– Oltaya gelecek biri değil, dikkatli ol.