Beyan; açıklama, anlatma, söyleme, bir şeyi yada bir durumu resmî makamlara bildirme veya bu hususta verilen bilgi, bildirim, deklarasyon demektir. Beyanname ise; herhangi bir meseleyi, bir durumu halka veya ilgililere bildirmek için yazılan açıklama yazısı, bildiri, herhangi bir kimse veya kurum tarafından, resmî makamlarca istenen bilgiyi vermek üzere belli kalıplara göre yazılan yazı veya doldurulan cetvel, bildirge demektir. İşte beyan kelimesi ile ilgili cümleler.
– Adam, devlete yanlış beyan vermekten tutuklanmış.
– Ferdâ-yı beşer nedir beyân et. (A. Hâmit)
– Maliye bakanlığı, amcamdan mal beyanı vermesini istedi.
– Bu mânâ muğlaktır gelmez beyâna / Akıllar mı erer sırr-ı sübhâna. (E. Emrah)
– Belediyeye verdiğimiz beyanda haklılık payımızın olduğunu da belirttik.
– Beyânına göre vergi tahakkuk ettirildi.
– Bu soruyu bu şekilde nasıl yaptığını beyan eder misin?
– Site yönetimine durumu beyan ettiğiniz taktirde size yardımcı olacaklardır.
– Vergi beyannâmesi hazırladım.
– Ben zaten bir zemin istiyordum ki efkarımı onda beyan edeyim. (N. F. Kısakürek)
– Eğer burada bir suçlu arıyorsak her zaman beyan esastır.
– Herkesçe kötü tanındığı beyâna muhtaç değildir. (K. Çelebi)
– Ona elindeki Genç Türkler’in beyannâmesini tercüme etti. (Ö. Seyfeddin)
– Vergi dairesi şirket sahibinden mal beyanında bulunmasını istedi.
– Beyanlarınız sizin ne kadar haklı olduğunuzu gösteriyor.
– Bu beklenmedik sevgi gösterileri karşısında ne kadar şaşırıp kaldığını gazete muhabirlerine beyan etmekten çekinmemiştir. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Bunlar beyâna tâbi mallardır.
– Söz uzun maksûdu kılalım beyan. (S. Çelebi)