Duvar; bir binânın bedenini meydana getirmek, bir yeri çevrelemek, bölmek, bir ağırlığa dayanak sağlamak, toprak veya suyu tutmak gibi amaçlarla taş, tuğla, kerpiç, ahşap vb. malzemeden gereken kalınlıkta örülen ve diklemesine yükselen yapı, bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel gibi anlamlara gelir. Duvar mecaz anlamı ise; sonuç alınamayan yer, engel demektir. İşte duvar kelimesi ile ilgili cümleler.
– Ömrü dört duvar arasında geçmiş bir kadındı.
– Sabah uyandığımızda bahçe duvarı çökmüştü.
– Bu küçük odanın dört duvarı yerden tavana kadar çinilerle kaplı idi. (A. Hâşim)
– Sana önemli bir şey anlatıyorum, duvar gibi davranma.
– Taş düşebilir komşu duvardan. (C. S. Tarancı)
– Okulumuzun duvarı yeni boyandı.
– Kuşlar dışarda özgürce dans ederken ben dört duvar arasında sıkışıp kaldım.
– İstinat duvarı çökünce arabam altında kaldı.
– Onun da ortasında yirmide biri kadar duvarla çevrilmiş bir yer var. (A. H. Tanpınar)
– Odamın duvarına çok güzel bir tablo astım.
– İki arkadaşın arasında aşılmaz bir duvar vardı.
– Bu evin duvarları delik deşik olmuş.
– Camiinin önüne kadar bütün duvar kenarları, çömelip oturanlarla doluydu.
– Aramıza duvarlar ördün sanki, sana o kadar uzağım ki!
– Karabaş, bostan duvarının gölgesinde öğle uykusuna serilir. (Y. Z. Ortaç)
– Gelen giden derdini bana anlatıyor, ağlama duvarına döndüm.
– Torunların şikayetleri arttıkça, büyükbaba ağlama duvarına dönmüştü.
– Duvardaki saat çok eski olmalı.
– Bu kalenin duvarları çok sağlam ve yüksek.
Duvar ile ilgili atasözleri ve anlamları
Duvar ile ilgili deyimler ve anlamları