Husumet; hasımlık, düşmanlık, adâvet, zıddiyet, karşıtlık gibi anlamlara gelir. İşte husumet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Aralarında husumet bulunan aileler barıştırıldı.
– Hıristiyan mezarlığının ağır sükûtunda mahsüs olan âdeta husûmettir. (A. Hâşim)
– Bu Türk subaylarını alıkoymakla Türkiye’ye karşı ilk husumet eserini siz göstermiş olacaksınız. (H. Z. Uşaklıgil)
– Aranızda husumet olduğunu bilmeyen yok.
– Varaka Bin Nevfel Peygamber Efendimize (s.a.v); Evet! Zîrâ Sen’in getirdiğin gibi bir dîn getirmiş olan her peygamber, düşmanlık ve husûmete mâruz kalıp yurdundan çıkarılmıştır. Şâyet Sen’in dâvet günlerine yetişirsem, Sana çok yardımım olur cevâbını verdi.
– Halen aranızda husumet mi var?
– İki hemşeri firmanın arasında, patent davaları başta olmak üzere pek çok husumet bulunuyor.
– Aramızda husumet yok ama birbirimizi sevmeyiz.
– İki takım taraftarları arasında daha önceden husumet olduğu öğrenildi.
– Kardeşlik duygularının zayıfladığı, ictimâî huzur ve sükûnun kaybolduğu, kin ve husûmetin çoğaldığı toplumumuzda, ciddî bir ticâret ahlâkı seferberliğine ihtiyaç bulunmaktadır.
– Beni çingene suratlı diye anmanız bile size husûmetimi değil aksine muhabbetimi artırdı (A. M. Efendi)
– 1343 yılında Şeyh Hasan öldürüldü ve Satı Beyhan’ın oğlu Sorgan, Yağıbastı ve Melik Eşref arasındaki çıkan husumet doğdu.