Telakki; belli bir bakış açısına göre görme, bakma, kendine göre bir fikir sâhibi olma, görüş, anlayış, kabul etme, alma gibi anlamlara gelir. Telakki etmek ise; saymak, öyle kabul etmek, öyle anlamak, almak demektir. İşte telakki kelimesi ile ilgili cümleler.
– Ankara’daki bizler, o günlerde Mustafa Kemal Paşa’yı bu hareketin en canlı bir kılavuzu ve şahsiyeti telakkî ediyorduk. (H. E. Adıvar)
– İhtimal bu telakkî bâzı hanımları memnun edebilirdi. (A. M. Efendi)
– Bu beğenilmeyi bir hak, güzelliğine karşı herkesin vermeye mecbur olduğu bir vergi telakki etmeye alışmıştı. (R. N. Güntekin)
– Fakat Almanya için şâyân-ı hamd ü senâ bir şey vardır ki Fransa gibi sevdâ-yı fütûhat ile kanını israf etmeyerek istediği terbiye-i askeriyyeyi kabul ve telakkîye müstait evlâd-ı vatan bulmasıdır. (C. Şahâbeddin)
– O zamanki telakkiye göre, sigara sporcuların uzak durması gereken yasakların başında gelirdi. (H. Taner)
– Hanımefendinin arzularını yarın zâtıâliniz vâsıtasıyle telakkî ederim. (H. E. Adıvar)
– Pek eski bir telakkî olamaz mı anneciğim? (A. Gündüz)
– Kendi şanlarıyla mütenasip olmayan bu oyunu yarı şaka telakki ediyorlardı.
– Bunu böylece, belki de bir telakkiye göre küstahça yazmamı açık sözlülüğüme bağışlayın. (N. Hikmet)
– Yeniçeriler bunu uğursuzluk telakki edip paşaya isyan bayrağı çektiler. (İ. O. Anar)
– Sözlerimi ciddî telakkî etmediler. (R. N. Güntekin)
– Bunu marazî bir tecessüs, bir hastalık gibi telakkîde haklı değil miyim? (C. Şahâbeddin)