Fazilet; kıymet, değer ve üstünlük, meziyet, dürüstlük, iffet, nâmus, merhamet, alçak gönüllülük, yiğitlik, sadâkat, adâlet, kerem ve ihsan gibi ahlâkî meziyetlerin hepsine birden verilen isim, güzel ve iyi huy, kişiyi iyilik yapmaya yönelten duygu, erdem gibi anlamlara gelir. işte fazilet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Fazîletin bu derecesi insana âdeta ıztırap veriyor (Reşat N. Güntekin)
– Zîra ona gösterilen bu düşkünlük, bir meziyet ve fazîletin bedeli değil süflî bir zevkin karşılığı idi. (S. Ayverdi)
– Onu sevmek için cinsî câzibe hâricindeki fazîletlerini bulmaya çalışırız. (A. Hâşim)
– Gençlik yıllarında faziletin idrakine varmak herekse nasip olmaz.
– Onun iyiliğini, faziletini, şan ve şerefini görmek benim saadetimdir. (A. Gündüz)
– Fazîletli olmak insanın elinde değildir. (Ö. Seyfeddin)
– Ben yetinmemenin bir fazîlet olduğuna inanıyorum. (T. Buğra)
– Bir toplumda fazilet olgusu yerleşmişse o toplum sarsılmaz.
– Zekiye Hanımefendi gerçekten müstesnâ bir kadındı. Bilgili, akıllı ve fazîletli idi. (S. Ayverdi)
– Toplumda fazilet değerlerinin yaşanıyor olması çok güzel bir şeydir.
– Gayr-i İslâmî sistemler içinde bile ilâhî emir ve nehiylere riâyet edebilen müʼminler, etraflarında dâimâ bir fazîlet timsâli olmuşlardır. Hattâ bu hassâsiyetleriyle nice hidâyetlere vesîle olmuşlardır.
– Ol zamanda fazîleti ve geniş bilgisi ile meşhur A’reç Mustafa Efendi, kadılıktan ayrılıp ders vermek yoluna heves etmekle ders vermeğe başlamış idi. (K. Çelebi)
– Askerlerimizin bu fazîletini münhasıran salâbet-i dîniyyeye isnat edenler var. (C. Şahâbeddin)