Tehir; erteleme, sonraya bırakma, başka bir zamana bırakma, geriye bırakma, geciktirme, geciktirilme gibi anlamlara gelir. İşte tehir kelimesi ile ilgili cümleler.
– Avlarının korkusuyle eğlenmek için maksatlarının icrâsını tehir ediyormuş gibi duruyorlar. (P. Safâ)
– Eğer Allâh, insanları işledikleri günahları yüzünden hemen cezâlandıracak olsaydı, yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onların cezasını belirli bir vakte kadar tehir eder… (Fâtır, 45)
– Vapur tehirli geldi.
– Sehiv secdesi; “yanılma ve unutma secdesi” demektir. Namazın farzlarından birinin tehiri (geciktirilmesi) veya vaciplerin terk veya tehiri hâlinde yapılması gerekir.
– Sen neden işlerini tehir edip duruyorsun?
– Mahkeme, tanığın vereceği yeminli ifadenin devamını dinlemek üzere bir sonraki tarihe tehir etti.
– Bazı gezilerimiz hava muhalefeti nedeniyle tehir edilmek zorunda kalmıştır.
– Bendenize ise taraf-ı hümâyunlarından tasvip buyurulan bir mektep müdürlüğü bile henüz mevki-i icrâya konmadan yine taraf-ı hümâyunlarından istihkākımın fevkinde görülüp te’hir buyuruluyor. (Ebüzziyâ Tevfik)
– Her işini tehir ederek tembellik yapıyor.
– Kadı Mahmûd Efendi de, bu cevabı gâyet mânidar bularak kararı Bursalı hacıların dönüşüne tehir etti.
– Hepsinin o kadar mühim işleri varken vapurun te’hîr-i vürûdu öyle büyük bir kabâhat idi ki bunun için kābil değil bir mâzeret tasavvur edilemezdi. (H. C. Yalçın)
– Bu trenin tehir etmesi için elinden gelen her şeyi yap.
– Hep de ücretli bir insan olarak ödemelerimi tehir ettiğim, ertelediğim için faydalandım.
– Hz Yaakup, oğulları için istiğfâr etmeyi Cuma gecesine tehir etmiştir. (Tirmizî, Deavât, 114) buyrulmaktadır.
– Satış işinin güçlüğünü ondan iyice öğrendim, tehir etmeye mecbur oldum. (Y. K. Beyatlı)