Kalb – Kalp; iki akciğer arasında ve biraz solda bulunan, emme basma bir tulumba durumunda, vücuttaki kanı akciğerlere ve akciğerlerden döndükten sonra tekrar vücûda sevkederek kan dolaşımını sağlayan organ, yürek demektir. Ayrıca kalp; iman, sevgi ve nefretin, iyi ve kötü bütün duyguların, anlayış, duyuş, seziş yeteneklerinin kaynağı olduğu kabul edilen, insanın mânevî varlığının merkezi, gönül demektir. Kalp mecaz anlamı ise; bir şeyin tam ortası, merkezi, can evi, en önemli nokta gibi anlamlara gelir. İşte kalp ile ilgili cümleler.
– Bir demet çiçekle annemizin kalbini kazanabiliriz.
– Onu, kalbini kırmadan uyarmaya çalış.
– Kalbim çarpıyor, dişlerim birbirine vuruyordu. (K. Nâdir)
– Ne istediğini nereden bileyim, kalbini mi okuyorum senin.
– Yine de üzüntüsünü belli etmekten çekinmiyordu. Kalbi sıkışır gibiydi. (B. Büyükarkın)
– Sen yine bir şeylere kızmışsın, kalbini okurum senin.
– Ayak sesleri işitiliyordu. Magda’nın kalbi durdu. (Ö. Seyfeddin)
– En büyük amacım onun kalbini çalmaktı.
– İnsanların kalbini çalıp öylece gitmeyin.
– Zamanında senin kalbinin çalabilmek için az uğraşmadım.
– Kalbi temiz insanların yaşadığı bir yerdi burası.
– Yakın arkadaşım olur, kalbinin boş olduğunu biliyorum.
– Kalbinin boş olmasına sevindim, çünkü kendisini çok beğeniyorum.
– Kalbi boş olanın, gönlünü hoş etmek daha kolay olur.
– Yaşlı kalbi daha fazla dayanamadı.
– İki kez kalp krizi geçirdi, üçüncüye kalbi dayanamaz.
– Ailesinin son ferdini de kaybedince kalbi dayanmadı ihtiyar kadının, yatağa düştü.
– Çocuğunun ölümüne kalbi dayanmıyordu.
– Seninle konuştuktan sonra kalbim ferahladı, Allah razı olsun.
– Kalbi ferahlasın diye nasihatlerde bulundum.
– Uzun bekleyişten sonra çocuklarını karşısında görünce kalbi ferahladı.
– Sokakta yatan çocukları gördükçe kalbim parçalanıyor.
– Köpeği yaralanmıştı, kalbi sızlıyordu.
– Şehitlerin hayat hikayesini dinledikçe, kalbi sızlıyor insanın.
– Balon patlayınca, kızcağızın kalbi yerinden fırladı.
– Görmeyince aklına bile gelmiyor, ama görünce kalbi yerinden fırlıyor.
– Hemen yarın yola çıkacaksın… Kalbim acı bir çarpıntı ile burkuldu. (K. Nâdir)
– İmdat çığlıklarını işittikçe adeta kalbim yırtıldı.
– Sizin yaşadıklarınız hepimizin kalbini burdu.
– Ne yaptı etti, sonunda o kızın kalbini fethetmeyi başardı.
– Bu çocuğa eziyet ediyorsunuz. Kalbiniz yok mu sizin?
– Şu sözlerin insanın kalbini dolduruyor.
– Her güne mutlulukla uyanıyordu, çünkü kalbi artık doluydu.
– Görmeyince aklına bile gelmiyor, ama görünce kalbi yerinden çıkıyor.
– Kalp çalmayı iyi bilirsin, ama sana değer verenlere değer vermiyorsun.
– Onun bize geleceği sanki kalbe doğmuştu.
– Bu olaylar benim kalbime işliyor.
– Ünlü şarkıcı, kalbe dokunan şarkılarla geri döndü.
– Kalp ağrısı çekmek bizim kaderimizde var.
– Şu kıza kendini kaptırma, sonra çok kalp ağrısı çekersin.
– Sende kalp olsa, bu kadar zalimlik yapmazdın.
– İnsanlara değer ver, kalp kırmakla eline bir şey geçmez.
– Hak yemek, kānûna mugāyir bir şey yapmak, kalp kırmak korkusuyle bir türlü iş göremezdi. (R. N. Güntekin)
– Kalp kırmaktan çok gönül yapmaya çalışın.
– Bu yaşlarda kalp ağrısı çekmek normaldir.
– Başından geçen olayları anlatırken genellikle kalbiyle konuştu.
– Pek kalbini kırmadan onu bir parça azarla. (R. N. Güntekin)
– Şu elime bir diken battı, acısı kalbime saplandı sanki.
– Tekrar kalbi, ama niçin, niçin diye burkuldu. (Ö.Seyfeddin)
– Balon patlayınca, kızcağızın kalbi yerinden çıktı.
– Ey Şinâsî içimi havf-i ilâhî dağlar / Sûretim gerçi güler kalb gözüm kan ağlar. (Şinâsî)
– Görmeyince aklına bile gelmiyor, ama görünce kalbi yerinden oynuyor.
– Kâbe, bütün bu hareketlerin kıblesi ve kalbi olan Kâbe! (R. E. Ünaydın)
– Balon patlayınca, kızcağızın kalbi yerinden oynadı.
– Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum / Yâ Rab! Hele kalp ağrılarım durdu diyordum. (Y. Kemal)
– Şöyle anlatma Perihan, kalbim sıkışıyor.
– Hayır, bu eski kalp ağrısı değildir. (H. E. Adıvar).
– Fazla yemek nedeniyle kalbi sıkışmış, hastaneye gittiler.
– Cemâatin kalbi ve merkezi güya o idi. (R. E. Ünaydın)
– Kalbin kararmasın, onu bulacağımızdan emin ol.
– En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü / Titrek elleriyle gererken yayı / Her yandan bir merak sardı alayı / Ok uçtu, hedefin kalbine düştü. (Y. Kemal)
– Senin kalbin temelli kararmış, ne diyeyim ki.
– Karnı açlardan ziyâde kalbi açlara acırım. (C. Şahâbeddin)
– Kalbi dolu olduğundan, tüm teklifleri düşünmeden reddediyordu.
– İlk sevdiği kadının kalbinde şimdiye kadar kendisinden başka hiçbir sevgi yer tutmamıştı. (A. M. Efendi)
– Kazadan sonra baktığımızda kalbi çarpmaya devam ediyordu.
– Paraşütle atlayış yaptığımda kalbimin çarpması uzun süre geçmedi.
Dedem kalp ameliyatı oldu.
– Birden karşısında beni görünce kalbi ağzına gelmişti.
– Karanlık ve ıssız sokakta yürürken bir çığlık duydu, kalbi ağzına geldi o an.
Kalp ile ilgili deyimler ve anlamları
Kalp ile ilgili atasözleri ve anlamları