Beklemek; bir kimsenin gelmesini veya bir işin olmasını kollamak, gözler vaziyette olmak, intizar etmek, bekçilik etmek, yanında bulunup gözlemek, korumak, muhâfaza etmek, herhangi bir harekette bulunmadan durup ne olacağını kollamak, hemen harekete geçmemek, tevakkuf etmek, ummak, ümit etmek, biraz zaman vermek, süre tanımak, (Yer bildiren kelimelerle) durmak, eğlenmek, kalmak gibi anlamlara gelir. Diğer bir ifade ile beklemek; bir iş oluncaya, bitinceye, sona erinceye ya da biri ya da bir şey gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak demektir. İşte beklemek kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– Yarım saattir kapıda beklemekten ağaç olduk, gidelim bence.
– Belediye otobüsünü beklemekten ağaç oldum.
– Ben merak ederdim, gece yarılarına kadar yolunu beklerdim. (M. Ş. Esendal)
– Annemin geri gelmesini beklemek bana çok zor geldi.
– Ben de seni bekliyordum zaten. (A. Ümit)
– Bir gün daha beklemekle bir şey olmaz.
– Demin orada oturdum, senin uyanma saatini bekledim. (R. H. Karay)
– Birkaç sâniye arkasında bekledim. (K. Nâdir)
– Pazar günü yola koyulduk; çünkü sadece maçı beklemek istemiyoruz.
– Ben de o muâyene odasının ve nice muâyene odalarının önünde senelerce bekledim. (P. Safâ)
– Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi. (N. Hikmet)
– Yo, yarım saat bu tahta iskelede şu güvercinliğin içinde beklerim. (H. R. Gürpınar)
– Annemin yolunu dört gözle beklemeye başladım.
– Ben o zaman da Allah’tan ümit kesmemiş, babamın yaşamasını beklemiştim. (B. Felek)
– Arkadaki tramvaylar dizi olmuş, bekliyorlardı. (H. Taner)
– Eylülün yirmisinde Sivrihisar’ın elimize düşmesini bekliyorduk. (H. E. Adıvar)
– Ben müşteri hizmetleri temsilcisine ulaşmadan önce telefonda 20 dakika beklemek zorunda kaldım.
– Fâriğ ol çek elini benden çek / Beklemezdim bunu senden gerçek. (İ. Safâ)
– Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. (R. Mağden)
– O günü görmek için sâde bekleyeceğiz. (Z. O. Sabâ)
– Bir süre burada beklemek daha iyi olacak.
– Bekleyeceğiz, gāzilere söyle, ben yukarı gelinceye kadar ateş etmesinler. (Ö. Seyfeddin)
– Tedbir alınması için birin canının yanmasını mı beklemek lazım?
– Nikâhtan bu kadar keramet bekleme! (P. Safa)
– Her gün her sabah işe giderken onun evden erken çıkmasını bekliyorum.
– Recep de kahvenin içinde kapı açık olarak yattı ve karpuzları bekledi. (B. Felek)
– Tutukluları kapıda bekleyin.
– Ahi Şerâfeddin’in türbesini asırlarca Greko-Romen aslanlar bir nöbetçi sadâkatıyle beklerler. (A. H. Tanpınar)
– Sabri gittikten sonra Basire, ondan gebe kalmış olmaktan korkarak bekledi. (M. Ş. Esendal)
– Seni beklemek bir şehri beklemek gibi geliyor.
– Ne hasta bekler sabâhı / Ne tâze ölüyü mezar / Ne de şeytan bir günâhı / Seni beklediğim kadar. (N. F. Kısakürek)
– Dar ve sıkışık sokaklarda hep köşelerde senin gelişini bekledim.
– Beklemekten ağaç oldum, kök saldım, meyve vereceğim yakında.
– Kimi bekliyorsun bakayım? (A. M. Efendi)
– Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var. (F. F. Tülbentçi)
– Az yolunu beklemedi oğlunun.