Isırmak; dişler arasına alıp sıkmak, dişiyle koparmak, dişlemek, (akrep, yılan, böcek vb. hayvanlar) sokmak, dalamak, rüzgâr sert esmek ve keskin bir biçimde etkilemek gibi anlamlara gelir. İşte ısırmak kelimesi ile ilgili cümleler.
– Arkadaşını gözüm ısırıyor, daha önce bir yerde görmüş gibiyim.
– Benim bu arabayı gözüm bir yerden ısırıyor.
– Bu kaba mısır ekmeğini evirdi çevirdi, ucundan ısırdı… (Ö. Seyfeddin)
– Yaptığım tatlıyı görünce parmaklarını ısıracaklar.
– Isıracak köpek dişlerini göstermezmiş zaten, ne zaman iyisini gördük? (E. Işınsu)
– Elmayı soymadan ısırarak ye, dişetlerine iyi gelir.
– Doğu cihetinden hafif, fakat ısırıcı, işleyici bir rüzgâr yürüdü. (R. H. Karay)
– Ben de diyorum bu kızı nereden gözüm ısırıyor, meğer bizim teyze kızıymış.
– Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı. (A. Gündüz)
– Çocuğu köpek ısırmış.
– Hafifçe dudağını ısırdı. (A. N. Asya)
– Gülmemek için dudağımı ısırmak zorunda kaldım.
– Ama onlar da hem insanın en tatlı yerini ısırıp rahatsız ederler. (B. Felek)
– Sen böyle söyleyince gözüm ısırdı gibi.
– Ekmekten bir lokma ısırırken hole bakıyorum. (A. Ümit)
– Sivrisinekler avını ısırmak için kullandığı 6 parçadan oluşan kesme,delme ve emme mekanizmasına sahiptirler.
– Beni karşısında görünce dudağını ısıracak eminim.
– Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu. (T. Buğra)
– Bu şişko adamı gözüm bir yerlerden ısırıyor.
– Göğsünün üstünde küçük bir bere yılanın ısırdığı yermiş. (A. H. Tanpınar)
– Koparın bir tane de ısırın bakın… (S. F. Abasıyanık)
– Bu filmdeki adamı bir yerden gözüm ısırıyor, ama çıkaramıyorum.
– Isırırsın dersin vallah ısırmam. (Karacaoğlan)
– O kıza sırlarını söyleme, öperken ısırır ona göre.