Avantaj; bir kimseye herhangi bir hususta üstünlük ve yarar sağlayan imkân ve nitelikler, kazanç, yarar, kâr, üstünlük sağlayan şey gibi anlamlara gelir. İşte avantaj kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bu iş için yaşının küçük olması bir avantaj sayılır.
– Arabayı avantajlı şekilde sattım.
– Eğer avantaj kazanmak istiyorsan sen de çok çalışmalı ve plan yapmalısın.
– Her evlenen çift bir ev açınca bütün bu ekonomik ve sosyal avantajlar kalktı. (B. Felek)
– Ben sana karşı büyük bir avantaj sağladım.
– Takım, rüzgârı arkasına alma avantajını ele geçirdi.
– Bu bizim adımıza küçük de olsa bir avantaj olarak gözüküyor.
– Anne sütüyle beslenen çocuklar, zihin bakımından daha fazla avantajlara sahiptirler.
– …kemikleşmiş bürokrasi; ‘devleti’ koruma bahanesiyle, ayrıcalıklarını ve avantajlarını korumak için etmediğini koymaz. (A. İlhan)
– Büyük bir şehirde yaşamanın birçok avantajları var.
– Gece ve gündüzün yegâne farkı, karanlık ve aydınlıkta kalabilme avantajlarıyla sınırlanmıştır. (Buket Uzuner)
– Son olaylardan sonra bütün avantajımızı kaybettik.
– Son kozu oynamaktaki avantajı kestiren Napolyon’un gözü karalığı sebebiyle elde edildi. (N. F. Kısakürek)
– Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
– Yani görüyorsunuz ortaklarım hep tiyatro oyuncusu, sanatçı. Onların böyle bir avantajı var. (A. Ağaoğlu)
– Bu işte avantaj vardır.
– Bu maşı alarak takım halinde büyük bir avantaj elde ettik.