Olgun; yenecek duruma gelmiş, olmuş meyve demektir. Olgunluk; meyve için olgun olma durumu, insan için de duygu, düşünce, mânevî meziyetler, ahlâk ve fazilet bakımından olgun olma, yetkinlik, kemal, rüşt gibi anlamlara gelir. Olgunlaşmak ise; olgun duruma gelmek, olmak, gelişmek, kıvâmını bulmak, bilgi, görgü ve tecrübe kazanıp olaylara isâbet, tarafsızlık ve hoş görü ile bakacak seviyeye gelmek, tekemmül etmek demektir. İşte olgun, olgunluk kelimesi ile ilgili cümleler.
– Güzelliğine ve olgunluğuna hayran olduğunuz kadın… (A. H. Tanpınar)
– Bir akşam üstü geçerken bakarsınız hamdır, sabahleyin morarır. Güneşte gitgide olgunlaşır, kemâle erer. (O. S. Orhon)
– Olgunlaşan medeniyetlerin ifâdesi ise nesirdir. (E. Göze)
– İnsanları olgunlaştıran, yaşı değil yaşadıklarıdır.
– Acaba yaz, sayfiyecilerin rûhuna da sonbahar meyvelerinin mesut olgunluğunu vermiş midir? (A. Hâşim)
– Bu muzlar olgun değil.
– Âdeta insanın öyle düşünesi geliyor ki irfan ve terbiyemizi, o imrenilecek, hayran olunacak, özlenip dört elle sarılınacak görenek ve geleneklerimizi (…) bu terbiye, bu nizam, bu irfan ve bu sanatı, sanki nesiller değil, asırlar da değil tabiat kendi kendine yapıyormuşçasına gelişmiş, olmuş ve olgunlaşmış bulduk. (S. Ayverdi)
– Yaşından evvel olgunlaştı.
– Geçip tükettiği yol boyunca da hemen dâima fazlalıklarını, ayıplarını, noksanlarını atıp yerine güzellikler, ferâgatler, olgunluklar koymuş olmalıydı. (S. Ayverdi)
– İnsanların belli bir zamandan sonra da olgunluk dönemi başlamaktadır.
– Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar. (R. H. Karay)
– Olgun bir armut ağaçtan düştü.
– Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Olgunluk dediğin hemen gerçekleşmez.
– Biraz açılan şalının önünde, o ana kadar bu derece olgunlaşmış olduğunu esvaplarının üstünden anlayamadığım göğsünü gördüm ve yepyeni bir Nüzhet keşfettim. (P. Safâ)
– Hayat tecrübesi seni olgunlaştırmış.
– Yüzündeki incelik, olgunluk onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor. (H. E. Adıvar)
– Senin olgunluk döneminde eserler ortaya koyabileceğini düşünüyorum.
– Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar. (R. H. Karay)
– Ben olgunluk sürecimi geçirmiş bir insanım.
– Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti.” (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Mesele zihnimde olgunlaşıyor.
– Düşüncelerinde ne kadar vuzuh, muhâkemelerinde ne imrenilecek sâdelik ve olgunluk vardı. (R. E. Ünaydın)