Ulu; çok üstün niteliklere sâhip, çok büyük, yüce, yararlı işler yapmış, büyük kimse, maddî yapısı bakımından büyük, bir topluluğun maddî veya mânevî büyüğü, saygı duyulacak niteliklere sâhip kimse gibi anlamlara gelir. İşte ulu kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bir ulu dergâhtır sürelim demi. (P. S. Abdal)
– Ulu devlet buldun ey dildâr sen. (S. Çelebi)
– Ulu Tanrım, şu karanlık yolları / Bizi sana ulaştıran yollar et. (O. S. Orhon)
– Son derece ulu bir şahsiyeti olduğu her halinden belli oluyor.
– Ulu ormanda bir yeşil çamdı. (H. F. Ozansoy)
– Ulu sözü dinlemeyen ulur.
– Bir ulu kervandık kalktık Musul’dan. (P. S. Abdal)
– Bu ulus ulu kişiler yetiştirmiştir.
– Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. (R. N. Güntekin)
– Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ömrünün son döneminde, hastalığının ilerlemesine rağmen ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’ diyerek, yabancı doktor istememiş, Türk hekimine sağlığını emanet etmiştir.
– Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. (İbrahim Alâeddin Gövsa)
– Gölgesinde dinlendiğimiz ulu çınar hala duruyor.
– Ulu sarıklı hocaların bize öğretmediği ne kaldı?
– Arşın sağında bir ırmak vardır nurdan, yedi kat gökler ve yerler ululuğunca büyüklüğü vardır. (A. Bîcan)
– Ulu önderler peşinde gitmekten memnun oluruz.
– Türkler ninelerinden, babalarından ziyâde ulularını sayarlar, severlerdi. (A. H. Müftüoğlu)
– Bu ulus ulularına sahip çıkar.
– Şadırvan başındaki ulu kestânenin dallarını tartaklıyor. (S. Erol)