Fersah; yaklaşık beş kilometrelik bir uzunluk ölçüsü, üç mil uzunluğundaki mesafe demektir. Fersah mecaz anlamı; çok uzun mesafe, uzaklık demektir. Fersah fersah ise; kat kat, çok, pek çok gibi anlamlara gelir. İşte fersah kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sağlıkta fersah fersah ilerideyiz.
– Şehirden çıkıp birkaç fersah uzaklaştıktan sonra bir dağ tepesinde birkaç saat geçiren insan bu zamanlarda fenâ bir rüyâdan uyanır gibi oluyordu. (Y. Kemal)
– Ahmet, ustasını fersah fersah geçmiştir.
– Bu dağ, sahrânın yüzünde peydâ olup yirmi fersah yerden görünür, çevresi dahi yirmi fersahtır. (Kâtip Çelebi)
– Eğer sen benden fersah fersah uzak olmak istersen sana bir şey diyemem.
– Sur, dağın eteğinden on fersah kadar ilerliyor, sonra Pelennor Kırlıkları’nı da çevreleyerek geri dönüyordu.
– Devrimlerinle fersah fersah hep ilerledin ve bizleri bugünlere getirdin.
– Aralarında anlayış bakımından fersah fersah fark bulunmasına rağmen yine de birbirlerine uyum sağlıyorlardı.
– Şehirden fersah fersah uzaklıkta olmamız beni çok korkutuyor.
– Biz 1826’da bir inkılaptan değil, onun ihtiyacını duymaktan bile fersah fersah uzaktık. (Y. K. Beyatlı)
– Zekâca kardeşinden fersah fersah ileridir.
– Şu anda beni anlamaktan fersah fersah uzaksın ama bir gün anlayacağına inanıyorum.
– Eğer fersah fersah uzağa giderseniz bazı insanlara ulaşabilirsiniz.
– Hazar ile Arap orduları, Derbent’in 6 fersah kuzeyindeki Narvan mevkisinde karşılaşmışlar ve bu savaşta Hazarlar ağır bir yenilgiye uğramışlar.
– Aramızdaki mesafe gün geçtikçe fersah fersah artıyor.
– Yirmi fersah uzaklıkta bir köy bulunuyor.
– Kırk fersah uzakta en yakın köyler. (A. M. Arolat)
– Artık bizlerin devri kapandı, sizler şimdi bizden fersah fersah ileridesiniz. (O. Aysu)
– Fikirlerinden fersah fersah uzaktık.