Kurnaz; işine gelen hususlarda çok açıkgöz olan, başkalarını kandırmasını bilen, kendisi kolay kanmayan ve bu nitelikleri taşıyan demektir. İşte kurnaz kelimesi ile ilgili cümleler.
– Nâlân peçesini kaldırdı. Gözlerinde kurnaz bir ışık vardı. (K. Nâdir)
– Banker Mişon herkesin tanıdığı kurnazdır. (E. B. Koryürek)
– Bu kurnazlığı nasıl yapabildin?” Gözlerinin kenarlarında ve sımsıkı ince dudaklarında bir kurnazlık hissediliyordu. (H. E. Adıvar)
– Seni gidi kurnaz! Beni kandıracağını mı düşündün?
– Devam ettim: –Kurnaz bir adam. (P. Safâ)
– Kendisi çok kurnaz olduğu için ondan haz etmem.
– Bu yazıhanenin içinde orta boylu, kurnaz yüzlü, tıknaz bir adam otururdu. (Sait Faik Abasıyanık)
– Sakın kurnazlık yapayım deme!
– Baş belası, oldukça kurnaz, babasının sözünü dinlemeyen ve yasak büyüleri yapan bir kızdır.
– Kurnaz ol ama bana uygulamaya kalkma!
– İri gözlerinde kızgınlık değil, insan oğluna oyun oynamışlar gibi kurnaz ışıltılar vardı. (K. Tâhir)
– Kurnaz insanları hiç sevmediğimi söylemiştim.
– Kurnaz Ünal, böyle vakitsiz gelişinden pirelendiğini anlamıştı. (O. Kemal)
– Güçlü, yetenekli ve kurnaz bir kişi olan İbrahim Voyvoda her seferinde kaçmayı başardı.
– Kurnaz gibi gözüküyor ama çok saf.
– Kurnaz bir kişi olduğu için her işini hallettirir.
– Nedim kurnaz, benden iki gün evvel izin aldı. (A. Gündüz)
– Hayatımda senin kadar kurnaz bir insan tanımadım.
– Sertliği nispetinde kurnaz. (R. N. Güntekin)