Zeki; çabuk anlayan, anlama yeteneği olan, zekâsı keskin, zekâsını belli eden, zekâ belirtisi taşıyan gibi anlamlara gelir. Zekice kelimesi ise, zekî olan kimseye yakışır şekilde manasına gelir. İşte zeki kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bu kadar zeki olan bir çocuk görmedim.
– Hatta gene akrabamdan münevver ve zekî bir adam bana dedi ki… (P. Safâ)
– Aksine, göründüğünden daha da zekî. (A. M. Efendi)
– Ve şalı idâre eden kıvrak, zekî eller… (P. Safâ)
– Zekîce cevapları herkesi şaşırttı.
– Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır. (M. Ş. Esendal)
– Zeki insanların bakışı, manyetik bir cazibe merkezidir, derinden etkiler.
– En zeki hayvan maymundur.
– Zeki insanlar, bir başka insanın düşündüklerini ya da hissettiklerini, neredeyse bizzat hissederler.
– Yengem, zekî bir teklifsizlikle onu kolundan tutup yanına çekiyor. (Y. Z. Ortaç)
– İnce, zeki bir kalemi vardı. (Y. Z. Ortaç)
Hasan Bey, şimdiye kadar rastladığım en zeki adamlarından biridir.
– Zekî bir çehre gördüm. (R. N. Güntekin)
– Zeki olduğunu düşündüğüm için detaylı açıklama yapmadım.