Kurt; köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan demektir. Ayrıca kurt; uzun ve yumuşak gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı, sürünerek hareket eden küçük hayvan, bâzı çok küçük böceklere veya böcek larvalarına verilen isim, yün ve odunları kemiren güve veya tırtıl demektir. Kurt mecaz anlamı ise; işini çok iyi bilen, aldanmaz, kurnaz, bir yeri yada bir şeyi iyi bilen, bir işteki noksan ve şüpheli taraf, bit yeniği, endîşe, şüphe, kıskançlık, merak, tedirginlik gibi anlamlara gelir. İşte kurt kelimesi ile ilgili cümleler.
– Tilkiyi civarda dolaşırken gördüğü andan itibaren içine kurt düşmüştü.
– Abim hala gelmedi ve annemin içine kurt düştü.
– Bu akşam biraz kurtlarımızı dökelim, ne dersin?
– Kurt gibi maşallah, her işi sorunsuz hallediyor.
– Şimdiye kadar sormaya cesâret edemediği, fakat küçük kafasını kurt gibi yiyen bir sual sordu. (H. E. Adıvar
– Mesleğinde kurt gibi oldu, kolay kolay kandıramazlar.
– Tombul taşlı kazasker mezarlarına karşı, kararmış bir kafesin arkasından kulağıma bir ince ninni ve salıncak halkalarının o bir nevi kurt kemirmesi tesirli sesi gelirdi. (R. E. Ünaydın)
– Kurt ağzı bağladığımız için sorun olmuyor.
– Kurdun oğlu akıbet kurt olur, demiş ve bu söz beş muallimin meslek ve ilim haysiyetine dokunmuştur. (R. N. Güntekin)
– Hayli kocamıştı, ama işlerin de kurdu olmuştu (Safiye Erol). Bağlıdır can gibi, cânan gibi rûyâlarına / Tanırız Barbaros evlâdı deniz kurtlarını / Kara toprakta hazır diz boyu nîmet varken / Mâvi deryâya çıkarlar bırakıp yurtlarını. (F. N. Çamlıbel
– Anne, kurt gibi acıktım.
– Avcı ve kömürcü olduğundan Amanos ormanlarının kurdu idi. (R. H. Karay)
– Hangi siyah kurt içinden kemirdi. (T. Fikret)
– Emniyetsizliğin ve ihânetin devlet adamlarını kurt yaptığı bir devirde Kānûnî’yi yenmek, onun başaramadığını başarmak istiyordu. (A. H. Tanpınar)
– Bana kurt masalı söylemeyi bırak da, o kadar parayı ne yaptınız?
– Semâda yıldızlardan, yerde kurtlardan başka / Yaşayıp öldüğümü kimseler bilmeyecek. (C. S. Tarancı)
– Eyyûb’un teninden iki kurt kaldı / Biri ipek yapar biri baldadır. (P. S. Abdal)
– Kışın karlar arasında kurtlara, yazın ormanlarda ayılara tesâdüf etmeye alışmış bir adam. (C. Şahâbeddin)
– Sibirya kurtları arkadaş canlısıdırlar.
– Onlar birbirlerinin kanını içmek husûsunda kurtlardan bile yırtıcıdırlar. (A. M. Efendi)
– … Eski tadını kaybetmeye başlayan meyveleri köküne kurt düştüğünün birer habercisi idi. (S. Ayverdi)
– Poker oynadık, türkü söyledik, istediğimiz gibi kurtlarımızı dökemedik. (S. Erol)
– Kendisiyle konuştum, ama sürekli kurt masalı söyledi durdu.
– Bu akşam gittiler, iyice kurtlarını döktüler. (H. R. Gürpınar)
– Deminden beri sus pus olmuş, fırsat bekleyen kurt müşterilerin ilk defa sesi duyuluyor. (H. Taner)
– Kurt elbisesi giymiş korkak herifin biridir.