Kaygı; kötü bir sonuç doğacak diye (üzücü bir şey olacak korkusundan doğan) duyulan üzüntü, tasa, endişe, gam, keder gibi anlamlara gelir. İşte kaygı kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bir yıl sonraki sınavın kaygısını çekmeye başladı.
– Sefasını süren sen, kaygısını çeken biziz.
– Ekonomik gelişmeler bu dönem için kaygı veriyor.
– Günâhım var deyü kaygu çekmişsin. (P. S. Abdal)
– Dışarıdan geç saatte dönmek bana stres ve kaygı veriyor.
– Binbir çeşit kaygı sarmış kafamı. (B. K. Çağlar)
– Kaygılı insanlar kararsız kalan insanlar olarak yaşamaktadırlar.
– Çocuk gönlüm kaygılardan âzâde. (O. V. Kanık)
– Korku ve kaygıyla vücudunu dinledi. (A. İlhan)
– Nişanlımın ameliyatı öncesi çok kaygılanmıştım.
– Şahsına âit her türlü kaygıdan uzak. (A. H. Tanpınar)
– En uzak, mutlu, kaygısız günler. (O. V. Kanık)
– Bazı kaygılarınızın önüne geçmek için tedbirli olmanız gerekmektedir.
– Ümmetimdir kaygum u gussam hemin. (S. Çelebi)
– Sınav öncesi çok iyi çalışmasına rağmen hissettiği kaygı yersizdi.
– Aylardır ana sofrasına düşüncesiz, kaygısız oturan ben ilk defa utanıyorum. (Y. Z. Ortaç)
– Sınav konusunda kaygılanmamız ne kadar doğru bilmiyorum.
– Varlığımız dosta güven, düşmana kaygı veriyor.