Hüner; bir işte gösterilen ustalık, beceriklilik, mahâret, marifet, bir şeyi iyi bilmekten yada iyi yapabilmekten gelen üstün hal, ustalık ve mahâret isteyen ince sanat gibi anlamlara gelir. İşte hüner kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bunun için de çok zengin, çok sabırlı, çok hünerli olmalıyız. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Zamânımızda hünere îtibar eden kalmadı. (Âlî Bey)
– Mîmarın içeride göze ilk çarpan hüneri bu ışıktı. (R. E. Ünaydın)
– Hünerlerini iki elinizin on parmağına sığdıramazsınız. (Y. Z. Ortaç)
– Ali bizim hünerli işçimizdi.
– Sevmeyi bilmek, sevebilmek de bir hüner, bir mutlu Allah vergisi. (S. Ayverdi)
– Sen de çok hüner sahibi biri olduğun için aranılan adamlardan birisin.
– Benim gibi kurak çölde yaşayanların şiirden, hünerden dem vurmaları nasıl mümkün olur? (A. Kabaklı)
– Peşkir, tam sofrada oturanların dizleri üstüne düşüp câriyenin o hünerli el hareketiyle yayılıverirdi. (S. Ayverdi)
– Hokkabazın biri icrâ-yı hüner etmek için ecnebî bir memlekete gitmiş. (F. Reşat)
– Yaşlı bir köpeğe yeni hünerler öğretmek zor.
– Hüner sahibi insanların hemen her işe elleri yatkındır.
– Baş başa kalınca bana bir talâkat, bir hünerbazlık ârız olmaktadır. (R. H. Karay)
– Eh hazır sayılırız, görelim hünerini. (M. N. Sepetçioğlu)
– Şahsen mesut olmanın hünerini öğrenmeye muhtâcız. (A. Hâşim)